Haritasız ve dümensiz kalmış, gideceği limanı olmayan bir gemiydi. Kendini akıntıya bırakıp sürüklenmek, en azından hareket etmek, hayatta kalmak demekti ki içini acıtan şey de zaten buydu ; yaşamak.
İnsan özünde ne varsa onu veriyor ve nedenini sorgulamıyor; karşılık bekleyen de yeterince vermiyor. Ancak insan bir tek şeyini vermez; esas olanı: özgürlüğünü.
İnsan bir yere ya da birilerine ait olduğunu bilirse o yer ve o insanlarla ortak yanlarını hisseder, yabancı bir yerde ise daha çok yalnızlığını hisseder.