Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doğa Deniz Baydar

Doğa Deniz Baydar
@dogadenizbaydar
Öğrenci
Lisans
İstanbul
52 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Takipçi
Hepsinden önemlisi senin Tanrını kabul etmiyorum. Bana onunla gelme, buna müsaade etmiyorum. Ve eğer gerçekten kapının öbür tarafından olsa bile zerre kadar umurumda değil. Bu durumda öbür tarafa geçmenin hiçbir kıymeti kalmıyor çünkü sana kapıyı o açıyor. Güzel olan kapıyı tekmeleyerek kırmak. Onu yumruklarla parçalamak, kapının üzerine boşalmak, bir gün boyunca kapıya işemek. O seferinde New York'ta kapıyı sanırım müziğimle açtım, ben durmak zorunda kalınca, lanet olası kapıyı yüzüme kapattı ve bunu yapmasının yegâne sebebi ona asla ibadet etmemiş olmam, asla ibadet etmeyecek olmam çünkü bu üniformalı kapıcı, bu bahşiş karşılığı kapı açıcı hakkında hiçbir şey bilmek istemiyorum...
Sayfa 401 - Can Yayınları
Reklam
Takipçi
Sanırım su olmadan yüzmeye kalktım.
Sayfa 400 - Can Yayınları
Takipçi
Miles o kadar güzel bir şey çaldı ki neredeyse sandalyemden düşüyordum ve o zaman oradan uzadım, gözlerimi kapattım, uçuyordum. Bruno, sana yemin ederim uçuyordum... Kendimi sanki çok uzaklardan ama kendi içimden, yanı başımdaki bir yerden, yanımda ayakta dikilen birinden duyuyormuş gibiydim... Aslında tam olarak birinden değil... (...) Birisi değildi, insan karşılaştırmalar arıyor... Bazı rüyalardaki gibi, güvenlikti, buluşmaydı (...) Ve o benim yanımdaki aynı benim gibiydi ama hiçbir yer işgal etmiyordu, New York'ta değildi ve hepsinden önemlisi zaman mefhumu yoktu, sonrası yoktu... "sonra" diye bir şey yoktu... Bir an için "daima" dışında bir şey yoktu... Ve ben bunun yalan olduğunu, müzikte kaybolduğum için bunun böyle olduğunu ve çalmayı bitirir bitirmez yok olacağını biliyordum (...) ve hemen o anda kafa üstü kendi üzerime çakılacaktım.
Sayfa 399 - Can Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Takipçi
bulamadan ölüp gideceğim... bulamadan...
Sayfa 398 - Can Yayınları
Takipçi
Bir şey söylemeye gelmiyor, onu hemen kendi kirli diline tercüme ediyorsun. Eğer ben çalarken sen melekleri görüyorsan bu benim suçum değil. Eğer diğer insanlar ağızlarını açıyor ve benim mükemmelliğe ulaştığımı söylüyorlarsa bu benim suçum değil. Ve en kötüsü de kitabında söylemeyi gerçekten unuttuğun bir şey, Bruno, benim beş para etmez biri olduğum, benim çaldığım ve dinleyicilerin alkışladığı şeyin beş para etmez bir şey olduğu, gerçekten beş para etmez bir şey.
Sayfa 397 - Can Yayınları
Reklam
Ben Tanrı var mı yok mu bilmiyorum, ben müziğimi çalıyorum, kendi Tanrımı yaratıyorum
Sayfa 396 - Can Yayınları
Takipçi
Ben senin Tanrını istemiyorum, o hiçbir zaman benim Tanrım olmadı.
Sayfa 396 - Can Yayınları
Takipçi
Senin ve Bruno yoldaşım gibi olanların Tanrı diye adlandırdıkları şey orada. Sabahları diş macunu tüpü, ona Tanrı diyorlar. Çöp kovası, ona Tanrı diyorlar. Ölüm korkusu, ona Tanrı diyorlar. Hiç utanmadan beni bu pislik şeylerle karıştırarak yazmışsın (...) Bir sürü çürük yumurta ve onların tam ortasında Tanrınla çok mutlu bir şekilde gıdaklayan sen.
Sayfa 396 - Can Yayınları
Takipçi
Johnny'yi yerden kaldırmak, gülünç duruma düşmesini önlemek istedim ve sonunda gülünç duruma düşen ben oldum çünkü halinden çok memnun olan, bulunduğu pozisyonda kendini mükemmel hisseden birini hareket ettirmeye çalışan bir adamdan daha acınası bir şey yoktur.
Sayfa 387 - Can Yayınları
Takipçi
Onun yalnız, yapayalnız olduğu duygusuna kapılıyorum. Kendimi onun yanında bir delik gibi hissediyorum. Eğer Johnny'nin aklına elini benim içimden geçirmek gelseydi, beni tereyağı ya da duman gibi kesiverirdi. Belki de bu yüzden arada sırada parmaklarını hafifçe yüzüme sürter.
Sayfa 374 - Can Yayınları
Reklam
Takipçi
sigarayı içenin onun bedeni olduğu görülüyor, o ise kuyudan çıkmayı neredeyse reddedercesine başka bir şeyde.
Sayfa 372 - Can Yayınları
Takipçi
Ölü külü saklama kaplarıyla dolu tarlalar, Bruno. Uçsuz bucaksız bir alana gömülmüş bir sürü kap. Ben orada dolaşıyordum ve ayağım arada sırada bir şeye takılıyordu. (...) binlerce kap vardı, kapların her birinde de bir ölünün külleri. Bunun üzerine yere çömeldiğimi ve kaplardan biri gün yüzüne çıkana kadar tırnaklarımla kazmaya başladığımı hatırlıyorum. (...) Ve şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: "Bu boş olacak çünkü benim küllerimle dolacak."
Sayfa 370 - Can Yayınları
Takipçi
İşler çok daha iyi gidebilirdi ama senin her şeyi mahvetme yeteneğin var.
Sayfa 370 - Can Yayınları
Takipçi
Onun elde ettiği başarılar bir düş gibidir, alkışlar onu —bir buçuk dakikalık çeyrek saatini yaşarken öylesine uzaklara giden— kendine geri getirdiğinde, uyanır uyanmaz onları unutur.
Sayfa 366 - Can Yayınları
Takipçi
Mesela Markiz, Johnny'nin sefaletten çok korktuğunu sanıyor ama hiç farkında değil ki Johnny'nin korkabileceği yegâne şey canı pirzola yemek istediğinde bıçağının uzanabileceği yerde bir pirzola bulunmaması, uykusu geldiğinde bir yatağın olmaması ya da yüz doların sahibi olmak ona normal gözüktüğünde cüzdanında yüz dolar olmaması.
Sayfa 365 - Can Yayınları
330 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.