Mao’nun beraberinde getirdiği komünist yönetimin bedellerini ödeyebileceği en ağır biçimde ödeyen Fugui’nin göz yaşartan hikayesini anlatan, başlarda dönemin rejimi olduğu gibi yansıtıldığı için kendi ülkesi Çin’de yasaklanmış bir kitaptır. Yu Hua’nın kaleminden anlatılan bu sıradışı eseri okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
…
Sarının maviye karışıp yeşil olmasıydı belki de aşık olmak.
Tıpkı bir martının denize sevdalanması gibi işte.
Sonrasında ne olacağını,
Bırakıp gittiği zaman bir daha asla sarı olamayacağını bile bile sevmesiydi körü körüne.
Büyük fedakarlık doğrusu. Kendinden vazgeçmek.
Ya mavi?
Martı öldü. Deniz daha bi’ dalgalı artık.
-Doğan Can
…
Bahçemde solan papatyanın ahı mı?
Gahri ihtiyari üstüne bastığım bir böceğin bedduası mı?
Yaş süzülürken yarin gözlerinden ettiği intizar mı?
Anlatmaya fırsat bulamadığım hangi günahlarımın bedelini ödüyorum?
Dinlemeden katlimi vacip kıldığınız.
Belki papatya toprağı sevmedi,
Belki böcek intahar için çoktan vermişti kararını,
Belki de yar bıraktı beni bi’çare
Dinlemediniz.
Belki de onlar koparmışlardı papatyaların yapraklarını
Seviyor mu diye.
- Doğan Can