İnsanoğlunun doğayı kontrol etmek için yaptığı her müdahalenin başka bir olumsuzluğa yol açması, doğanın, insan düşüncelerinin ve ellerinin tasarlayamayacağı kadar mükemmel, ilahi bir güç tarafından tasarlandığını gösterir.
Yerdeki bir ota veya böceğe baktığında onda Allah'ı, O'nun eşsiz yaratma sıfatını gören insan, yaratılan her şeye saygı duyar.
MAVİLER KARIŞMAZ BİRBİRİNE
Soğuk bir şehirde yaşanır zor zamanlar.
Ve yerleşir ayrılığın ağırlığı içime.
Anlamam bu telaş, bu kaygı neden?
Çocuklar, her zaman erken büyürler.
Nedir bu tez canlılık, bu acele neden?
Çocuklar, çocuklar her zaman erken büyürler.
Oysa büker boynunu mor sümbüller, lavantalar, menekşeler.
Ve direnir, mevsimlerden bir
Marcus Aurelius
“Evrendeki en büyük güce saygı duy: her şeyden yararlanan ve her şeyi yöneten güce. Aynı biçimde, içindeki, onunla aynı doğaya sahip en yüce güce de saygı duy: bu güç, ötekiyle aynı doğaya sahiptir. Çünkü içindeki bu güç de her şeyden yararlanır, yaşamını yöneten odur.”
Kendine saygı duymayan insanlığa saygı duyar mı ? Ya doğaya koca bir HAYIR ....
Kungfunun adamakıllı yapılmadığı bir coğrafyada yaşayıp çevresindeki beceriksiz ve disiplinsiz kungfucuları örnek göstererek "Kungfuyu o temsil etmiyor, bu temsil etmiyor, geçtiğimiz yüzyıllardaki çoğu dövüşçü temsil etmiyor; o zaman kim temsil ediyor bu kungfuyu? Bence sorun kungfunun bizzat kendisinde" argümanıyla dahiyane bir laf