SUSKUNLAR DERNEĞİ
(Sus, deneme bir iki... A-se. Sus-sus...)
Biz kaç kişiyiz ? Bilmiyorum, saymadım. Belki binler, milyonlar, belki de sadece bir kişiyiz. Biz 'suskunlar derneği'yiz. Diyorum ya, kaç kişiyiz bilmiyorum. Böyle her ay toplanıp, topluca bir konferans salonunda susuyoruz. Sırası gelen çıkıyor kürsüye ve mikrofona doğru susuyor , biz onu dinliyoruz. Madem ki konuşmak artık bir anlam ifade etmiyor, madem ki konuşunca hiçbir şeyi yoluna koyamıyoruz, bunu biliyoruz, biz de artık susuyoruz. He bu arada, kimse kimsenin susmasından bir şey anlamıyor. Susmak, iyi ki resmi dilimiz değil, yoksa anlaşamaz kimse kimseyle. Ama konuşmakta değil resmi dilimiz, o zaman da anlaşamıyoruz birbirimizle. Bizim resmi dilimiz, 'dilimiz'. Susarak terbiye ediyoruz ayda bir kere. Susmakta da epey iyiyiz söylemesi ayıp. Bazen bazı zaman, biri çıkıyor kürsüye, öyle bir susuyor ki, koskoca konferans salonunda yalnız hissediyoruz kendimizi. Gerçi hep böyle oluyor, herkes iyi susuyor. Diyorum ya, kaç kişiyiz bilmiyorum. Belki bin, belki milyon, belki yalnız sadece tek bir kişiyiz...