Avrupa’daki gerilimler ve savaş olasılığı karşısında, İnönü Atatürk ve Kemalizm karşıtlarıyla uzlaşarak yurtta bir siyasi uyum sağladı. Atatürk döneminde sürgünde yaşayanlar Türkiye’ye dönerek yeniden siyasette aktif hale geldiler. Aynı zamanda, Meclis’ten 18 Ocak 1939’da Milli Korunma Kanunu’nu geçirterek hükümete ekonomiyi yönlendirmek amacıyla geniş yetkiler tanıdı. Ertesi hafta, liberal ve devletçilik karşıtı bir politikacı olan Celal Bayar başbakanlıktan istifa etti, yerine içişleri bakanı ve CHP genel sekreteri olan Dr. Refik Saydam getirildi. Bunun ardından, parti genel sekreterliği ile içişleri bakanlığı görevleri birbirinden ayrıldı ve böylelikle CHP’nin 1930’ların ortasında bürokrasi üzerinde kurmuş olduğu kontrolden vazgeçtiği izlenimi yaratıldı. Bu bir yanılsamaydı, çünkü partinin devlet üzerindeki etkisi güçlü kaldı; sadece politikacıların bireysel etkisi azaldı. Mart 1939’da genel seçimler yapıldığında, 424 milletvekilinin olduğu bir Meclis’te 125 yeni sima vardı; Atatürk’e yakın bazı kişiler seçilmemiş, öte yandan Fethi Okyar, Kâzım Karabekir, Hüseyin Cahit Yalçın, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy gibi Atatürk’e rakip ve muhalifleri Meclis’e girmişti. Aynı zamanda, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı ilk kez kutlandı ve Atatürk sonrası rejimin de Cumhuriyet’in kurucusunu onurlandıracağı ima edildi. Bu kutlama ‘Gençlik Bayramı’ olarak tanımlanmaya ve her yıl kutlanmaya başlandı.