İdeolojiler, literal okunup yorumlanmış dinler, vs. birer ‘insan biçimlendirme programları’ olarak mikro kimlikler inşa eder; insanı bir bakış açısına mahkum eden bu yönelimlerin insanın hayrına olmadığını görmek için insanlık tarihine bakmak yeterlidir. İnsan, ideolojilerden, dünya görüşlerinden, vs. arınarak makro kimliğinin bilincine varmış bir özne olarak kendini yeniden inşa etmedikçe, ideolojilerin ve dünya görüşlerinin ideologları tarafından güdülen bir sürü olmaktan kurtulamaz; üstelik, kendi dışındakileri ‘şuursuz bir sürü’ olarak gören...