Gökyüzündeki en parlak yıldızı işaret eden ağabeyi, işte şu ! Dedi,"en çok onunla sohbet ederiz..." Atiye başını kaldırıp ağabeyinin gösterdiği yere baktı. "Tahmin etmeliydim, dedi gülerek, "onca yıldız arasında gidip yerinden hiç kıpırdamayan tek yıldızı bulmuşsun!" ...... Abisi "biliyormusun, dedi, eski Türkler kutup yıldızının gökte sabit durduğuna, diğer gök cisimlerinin onun etrafında döndüğüne inanırmış." ......."kutup yıldızı, gökyüzü ülkeleriyle yeryüzü ülkelerini birleştiren kutsal bir kapıymış. Gökle yeri, ruh alemiyle maddi dünyayı ve hatta insanla tanrıyı birbirinden ayıran sınır mış. Tanrıyla temas kuran kamlar kutup yıldızından öteye geçemezlermiş. Ruhlar da bu kapıdan aşağıya inemezlermiş. ........." Derler ki günler den birgün kutup yıldızı aya aşık olmuş. Ne var ki ayın gözü güneşten başkasını görmüyor muş. Kutup yıldızı ne kadar hızlı koşarsa koşsun bir türlü yetişemez miş aya. Ayın ilgisini bir türlü çekemediğinden, ağlayıp dövündükce parlarmış gökyüzünde."
Sayfa 94
Buna gerek yok," diyen Jack, "Kaderin kırmızı ipliğini duydun mu hiç?" diye ekledi. Kaderin kırmızı ipliği mi? Kulağa çok hoş geliyor! Nedir o? Tibet'te kaldığım zamanlarda bir keşişten dinlemiştim," diye, açıkladı Jack, "Çinlilerin böyle bir inanışı varmış. Ruh eşi olan insanlar görünmez kırmızı bir iplikle ayak bileklerinden birbirlerine bağlanıp, başlarından ne geçerse geçsin sonunda birbirlerine kavuşup evlenirlermiş. Japonlarda da benzer bir hikâye var ama onlar kırmızı ipin ayak bileklerine değil, serçeparmaklarına bağlı dduğuna inanıyorlar." İlginç! dedi Atiye gülümsemeyerek," Serçeparmağıma bağlı olmasını tercih ederim şahsen. Aslında düşündüm de, çok da fark etmez. Neden dersen ben ruh eşimi aramıyorum, ruhumu eşsiz yapacak kişiyi arıyorum!
Reklam
"İçinde iki farklı Atiye vardı sanki;biri delicesine ait olmak,anlamlı bir bütünün içinde erimek,diğeriyse bağlarını koparıp heyecan verici bir bilinmezliğe yelken açmak istiyordu.İkisi de birbirine zıttı,ne var ki ikisi de kendisiydi.İkisi birlikde bir Atiye ediyordu belki de!Kesin olan bir şey varsa,o da ikisinin de yalnız olduğuydu;doğumda da ölümde de yalnız!"
"Kendi benliğini bulmaya çalışan Atiye"
"Anne!Gitme ne olur!Beni bırakma!" "Bedeli ne olursa olsun,sevginin gücüne inanmaktan bir an bile vazgeçme kızım! Karanlığın içinde kaybolmaya devam eden Miriam'in sesi boşlukta yankılanıyordu."Çünkü eğer inanmaktan vazgeçersen seni kendine ulaştıracak bu Mucizevi yolculuğun yegâne yakıtını sonsuza dek yitirirsin." Bunlar Miriam'in son sözleri oldu. "Söz veriyorum,"diye fısıldadı Atiye,avuçlarının arasından kayıp giden annesinin ardından "Söz veriyorum,sevgi kazanacak."
Sayfa 432Kitabı okudu
"Her arayan bulamaz..." dedi yaşlı kadın. "Ama bulanlar arayanlardır!" diye tamamladı Atiye kadının cümlesini, "Öyle değil mi?" "Hayır!" dedi kadın, "Bulanlar, bulanlardır."
Sayfa 101Kitabı okudu
Atiye, Düşünen adam'la karşı karşıya geldi. Durup heykeli bir süre seyrettikten sonra ağır adımlarla yanına geldi, kulağına doğru uzandı, "Benden sana bir tüyo dostum, düşünmenin hiçbir şeye faydası yok! " dedi ve yürümeye devam etti.
Sayfa 128Kitabı okudu
42 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.