Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
(...)Yetişkin birinin heyecanını dillendirebilmesi, en azından heyecanlanabilmesi, geçip giden her günün ardından daha da zordu. Bir yaştan sonra heyecan denilen şey zaten nedir ki? Geçmişle etkileşimi sağlayan ama çoğu anılarda bırakılmış bir tutam nöronal bağ.(...)
"Hemen hemen herkes, iş hayatının zorluğundan, sıkıcılığından dem vururdu da kimse yaşanılan büyük yabancılaşmadan bahsetmezdi. Çoğu insanın iç dünyası ile dünya arasındaki yarılma, muhtemelen bankaya yatırılan maaş üstü primlerle ve yıllık izinlerle görünmezlige bürünüyordu. Perşembe gecesi öbür gecelere göre ara bir geceydi. Mesai haftasının bitişiyle cuma günü her zaman gelenekseldi. Cumartesi ve pazar, dost meclislerinde sabır tazeleme günleriydi. Pazartesiyle yapılan rutin başlangıç, yerini salı günü mesaisinin performansına bırakıyordu. Bugün çarşamba. Haftanın günlerini saymak çok sıkıcı değil mi? Yedigen mimarili cezaevinde yedi günde bir aynı köşeye geliyoruz."
Sayfa 32 - Ve YayıneviKitabı okudu
Reklam
(...)Hep aynı teranenin bant yayınını yapan sıkıcı bir televizyon kanalına dönüşmüş dünyada, ilham perilerinin heykelleri başlarını kaybetmiş, kimsenin suratına bakmaz olmuşlardı.
(...)Sapa samana karışmış çocuğun sicimle bileğine doladığı kehribar taşı, üzerine örten yabanıl enerjisine sırdaşlık ediyordu. Gökyüzündeki morluk parça parça eriyerek karardı. Rüzgâr hırçın hışırtılarla bahçeye hapsolmuşcasına volta atmaya başladı, bohçasındaki çatal bıçağı etrafa saçtı, Na! seslerin nereden geldiğini anlayamadı.
(...)Rüzgârın aşırdığı hışırtılar söylevine karışıyor, dudaklarından düşen kelimeleri kendisi bile işitmiyordu.(...)
(...)Na! tıka basa yiyor, bir süre geçince yine acıkıyor, doymuyordu. Aşılamayan düzen krizini, insanların ne yapsalar doyuramadığı yaşama açlığını onların yerine içselleştirmiş, riyâkarlığın hüküm sürdüğü ilişkilerde güçlü ve sağlıklı kalamamıştı. Yıllar yılı kendinden başkasıymış gibi davranmasının fiziki ve hissi varlığına verdiği hasar, toplum hayatında olağanca gelişen, belki de bahsetmeye bile değmeyecek doğal ayıklanma vakasıydı. Kalabalıkların mutabık kaldığı mücadele koşullarından kopan zayıf halkalar her zaman vardı. Bu bir kalp de olabilirdi.(...)
32 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.