bunu neden yapıyorum? neden sürekli olarak kendimi sorguluyor, eleştirip yargılıyor, acımasızca suçlayıp duruyor ve tüm bunların ağır eziciliği altında kendimi paralıyorum? neden?..
hani birçoğu, genellikle insanları anlayamadığından yakınır ya, bense kendimi anlayamamaktan şikayetçiyim... etrafımdaki insanların neyi neden yaptıkları hakkında en azından fikir yürütebiliyor, tahminde bulunabiliyorum. şu yüzden veya bu yüzdendir gibi birtakım sebepler bularak onları anlayabildiğimi zannediyorum. bir tek kendimi, bir beni anlayamıyorum... yoruldum... yoruluyorum... sürekli olarak cevabı olmayan soruların karşısında kendimi çaresiz ve suskun bir şekilde görmekten yoruluyorum... ve sonra, sabahattin ali'nin de sorduğu bir soruyla daha karşılaşıyorum: "ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyor?"
ve bunu neden yapıyor? şiddetli ve sürekli... hiç bitip tükenmeyecekmiş gibi... elimi kolumu bağlarcasına... cevabını bile düşünemeyecek kadar beynimi dondururcasına... şunu da düşünmeden edemiyorum gerçi: tüm bunları yapan beynim midir yoksa?... belki... tüm o cevabını bulamayacağını bildiği soruları kendine soran, ve kendi çabalamasına bile müsaade etmeden, yine kendini işlevsiz hale getiren?..
ben mi istiyorum yoksa tüm bunları?.. kendim mi yaratıyorum tüm çıkmazlarımı?.. hoşnut muyum yoksa bu durumdan, aslında farkına bile varmadan?...
bilmiyorum... bilmiyorum... bilmiyorum...