"Bazen gezegenimiz acaba evrenin tımarhanesi mi diye düşünmeden edemiyorum." -Goethe
Olsaydı
Bugün seni gördüm yine Hayallerimden daha canlı daha güzeldin Biliyorum bu işin sonu yok Ama düşünmeden edemiyorum Olsaydı ne güzel olurdu..
Reklam
Kimseye ihtiyacım yoktu. kimseye ihtiyaç duymamayı, sevinçlerimi aynadan kendimle paylaşırken öğrendim. bana gidecek hiçbir yer bırakmadılar. sevecek hiç kimse kalmadı etrafımda. güvenin esamesi bile yoktu. sizden farklı yürüyor, sizden farklı bakıyor, sizden farklı yaşıyor, sizden farklı yazıyorsam bu yüzden. zira çiçekli bahçelerde yürüyerek
Serdar Tuncer
Haydi itiraf edelim: Oynamadan, eğip bükmeden, kıvırmadan, mertçe, delikanlı gibi... Ne derler diye düşünmeden, ‘ne desinler’in hesabına hiç girmeden… Olmak istediğimiz kişiymişiz gibi yapmayı bırakarak... Olduğumuz kişiyi seyrederek kalbimizin aynasında... Neysek, kimsek, kimin nesiysek işte o olalım bir beş dakikalığına ve haydi itiraf
Elif Şafak
Aklımın kancaları takılıyor bu kelimelere. Düşünmeden edemiyorum, nasıl olur da yorulur 17 yaşında bir insan.....
bunu neden yapıyorum? neden sürekli olarak kendimi sorguluyor, eleştirip yargılıyor, acımasızca suçlayıp duruyor ve tüm bunların ağır eziciliği altında kendimi paralıyorum? neden?.. hani birçoğu, genellikle insanları anlayamadığından yakınır ya, bense kendimi anlayamamaktan şikayetçiyim... etrafımdaki insanların neyi neden yaptıkları hakkında en azından fikir yürütebiliyor, tahminde bulunabiliyorum. şu yüzden veya bu yüzdendir gibi birtakım sebepler bularak onları anlayabildiğimi zannediyorum. bir tek kendimi, bir beni anlayamıyorum... yoruldum... yoruluyorum... sürekli olarak cevabı olmayan soruların karşısında kendimi çaresiz ve suskun bir şekilde görmekten yoruluyorum... ve sonra, sabahattin ali'nin de sorduğu bir soruyla daha karşılaşıyorum: "ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyor?" ve bunu neden yapıyor? şiddetli ve sürekli... hiç bitip tükenmeyecekmiş gibi... elimi kolumu bağlarcasına... cevabını bile düşünemeyecek kadar beynimi dondururcasına... şunu da düşünmeden edemiyorum gerçi: tüm bunları yapan beynim midir yoksa?... belki... tüm o cevabını bulamayacağını bildiği soruları kendine soran, ve kendi çabalamasına bile müsaade etmeden, yine kendini işlevsiz hale getiren?.. ben mi istiyorum yoksa tüm bunları?.. kendim mi yaratıyorum tüm çıkmazlarımı?.. hoşnut muyum yoksa bu durumdan, aslında farkına bile varmadan?... bilmiyorum... bilmiyorum... bilmiyorum...
Reklam
639 öğeden 861 ile 639 arasındakiler gösteriliyor.