Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

e.n

e.n
@ecesel_blog
Öğrenci
İzmir
37 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Kötü bir davranışı yinelemek ve bundan pişmanlık duymak mümkündür, kötü düşünceler ise kötü davranışları doğurur.
Reklam
…bunların hepsi onun gözlerinin önünde olup bitiriyordu ama nasıl fırtına, sel gibi âfetler vicdanını sızlatmıyorsa bütün bu olaylar da vicdanını sızlatmıyordu.
İnsan sanki inadına yapar gibi gider, hep yaralı yerini çarpar, bunun tek nedeni ise çarptığını ancak yaralı yerini vurunca fark etmesidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar ırmaklar gibidir: Hepsinde su aynı sudur, her yerde birbirinin aynıdır, ama bir ırmak dar, hızlı, geniş, sakin, temiz, soğuk, bulanık, ılık olabilir. İnsanlar da böyledir. Her insan içinde tüm insan özelliklerinin ilk belirtilerini taşır ve zaman zaman bu belirtilerin bazılarını, zaman zaman da diğerlerini gösterir, sık sık da her şeyiyle aynı kaldığı halde kendine hiç benzemeyen bir insan olur.
Ancak çok açıktır ki alçaklık, tekrarlandıkça artar
Reklam
Kaderin ve işledikleri günahlarla yaptıkları hataların sonucunda malum duruma düşmüş olan insanlar, ne kadar yanlış olursa olsun, kendilerine öyle bir yaşam görüşü oluştururlar ki, içinde bulundukları durum onlara iyi ve saygın bir durum olarak görünür.
Her insan, bir işi yapabilmek için bu işin iyi ve önemli bir iş olduğunu kabul etmek zorundadır. Bu yüzden de insan hangi durumda olursa olsun yaptığı işin kendisine önemli ve iyi görüneceği bir yaşam görüşü oluşturur mutlaka.
Olduğu ile olmak istediği arasındaki fark ne kadar büyük olursa olsun, uyanmış bir ruhsal varlık için olanaksız diye bir şey söz konusu olamazdı.
İnsanın keyifsiz olduğunu kendi kendisine itiraf etmesi kadar kötü bir şey yoktur…
Sevdiğin bir insanın uzun zamandır görmediğin yüzü, ilk önce geçen zaman içinde meydana gelmiş dış değişiklerle seni etkiledikten sonra yavaş yavaş yıllar önceki halini alır, bütün değişiklikler silinip gider ve karşına yalnızca olağanüstü, benzersiz bir ruhsal kişiliğin en önemli ifadesi çıkar.
Reklam
Kendine inanmaktan vazgeçmiş, başkalarına inanmaya başlamıştı, çünkü kendine inanarak yaşamak çok zordu: Kendine inandığında sorunlarını kolay sevinçler arayan hayvansal “ben”in yararına değil, neredeyse her zaman bu hayvansal “ben”e karşı koyarak çözümlemesi gerekiyordu; oysa başkalarına inandığında ortada çözümlenecek bir sorun olmuyordu. Her şey zaten çoktan çözümlenmişti, hem de ruhsal “ben”e karşı, hayvansal “ben”in yararına çözümlenmişti.
İnsanlar, bu ilkbahar sabahını, tüm canlıların iyiliği için yaratılmış olan dünyanın bu güzelliğini, barış, dirlik düzenlik ve sevgi çağrılarını yapan bu güzelliği değil, birbirlerine üstün gelmek için kendi uydurdukları şeyleri kutsal ve önemli sayıyorlardı.
Fakat insanlar, büyük, yetişkin insanlar, kendilerini ve birbirlerini aldatmaktan vazgeçmiyorlardı.
Talihsiz insan yontulmamış, işlenmemiş bir taşa benzer.
Herkese kendini sevdirmenin, herkes tarafından hürmet görmenin yalnız güzellikle olmayıp, çalışmakla, kazanmakla, öğrenmekle, ilim bilmekle de olacağını göstermek istiyorum.
118 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.