Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BDSM, sanatın en derin ve çarpıcı yönlerinden birini ifade eder. #Güç, #acı, #hazz ve #bağlılık gibi derin duyguları işlerken, sanatçılar estetik bir şölen yaratır. Bedenlerin dansıyla, karanlıkla ve ışıkla oynayarak, izleyicileri derin düşüncelere ve duygusal bir yolculuğa davet ederler. Bu sanatsal ifadeler, toplumun sınırlarını zorlar ve
EDEBİYATIN İLK FELSEFİK YAZIMI
Edebiyatın karmaşık kısımları bilinen aşk üçgenlerini çözmüş, bağlı bulunduğu felsefe konularına kararlı yapıda bağlanmıştır. Aşk; sevginin içsel huzur getiren vasıflarını gören tarafta yer alırken, sevgi ve aşk ikilisi edebiyatın en derin uğraş alanı olmuştur. Edebi eser vermek bizlere sunulan açık görü tarzlarına vâkıf seçenek bırakmayan normları zor ve kolay olacak biçimde gösteren farklı dereceli açıların benzer yönlerine uygun düşmeyecek durumda olması gerektiğidir. Gerek edebiyat gerek sanat normsal dengeleri kullanan gerçek birey özelliklerini utanç kısmından çıkararak faal alana dönüştürecek model olma özelliği sunmaktadır. Matematiğin edebiyatta kullanılması edebi eserlerin fiziksel sisteme göre uygulanabilmesinin önünü açmıştır. Fizik; Aristo ve Platon yapılanmalarını edebiyatın zor sanat kısımlarına aktaran kararlı ve tam içsel mekanizma içeriğinde bulunan konumlama tekrarlarını Aristoteles sisteminin üç açı farkına bölümüyle bulunmuştur. Aristo ve Platon, Sokrates'in savunmasında bilinen zamanların en derin felsefik görüşü olan Tam tümevarımla ütopyanın edebiyatı nasıl etkilediğini göstermek istemiştir. Platon ve Plotinos, tekrar eden şaşırtıcı ve atrasyon gösteren formsal alanı iyi kullanarak zaman sorunlarını edebiyatın iç denge kısmında kullanmıştır. Herhalde zaman sorunları ortadan kalkmasa da, Platon ve Plotinos zamanın aktriktif yapısını çözerek hiç söylenmeyecek sözleri bizim zamanımızda bulunan harekât dizelerine uygulanmasını sağlamıştır. Saygılarımla...
Reklam
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Aşkta da edebiyatta da incelik vardır, sen ikisine karşı da duyarsızdın..
De Profundis
De Profundis
Ego'nun Ölümü (ego death)
Edebiyatta intiharlı sonlara sık rastlanılır. Ben herkes aşina olduğu için Aşk-ı Memnu'daki Bihter karakteri üzerinden gideceğim. Fakat dizide tanıdığımız Bihter'i ele alacağım. Bihter dizinin başında bunaltıcı derecede çok insanın hayranlığına sahip olmaya alışkın bir karakterdi. Oysa ki dizinin sonunda, kendisi için önemli olan her şey karşısındaki önemsizliğiyle arka arkaya yüzleştiği ve bu önemsizlik hissini kaldıramadığı, bu önemsizlik gerçeği onu tükettiği için kendini yok etti. Oysa ki milyarlarca insan bu gerçekle her gün şu veya bu şekilde karşılaşıp, bunu kabullenip, o şekilde hayatta kalıyordu. Gerçeğin en temeline, yani insanın acizliğine indiğimizde, aslında kimsenin kimseden farkı yok. Önem verdiğin şeylerle yüz yüze gelene kadar kendini bir şeylerden, birilerinden üstün hissedebilirsin; ne zamanki senin için önemli bir durum karşısındaki önemsizliğini iliklerine kadar hissedersin, bu dayanılmaz yüzleşmenin sonunda iki seçeneğin vardır. Ya kendinden (bedenen veya seni sen yapan şeylerden) vazgeçmek, ya egondan. Egonun sana fısıldadıklarından. Devam etmek isteyenlerin acıyla başa çıkabilmesi için bu noktada varoluşunu değil, egosunu yok etmesi gerekir. Önemsizlik hissiyle barışık ol. Hayatın bütünü içindeki önemsizliğinle barışık ol. Egona hükmet ki, o sana hükmetmesin.
Ausgang: Çıkış kurguda mı, gerçekte mi?
Ausgang: Çıkış kurguda mı, gerçekte mi? Mehmet Ali Çeliker-GAZETE DUVAR Şaşırtıcı ve çarpıcı bir sonla okuru gerçeklerle yüzleştiren Serkan Türk’ün 'Ausgang' romanı, kabuğu kırılamayan yaşamların, birbirlerinin üstüne katlanışının öyküsüdür. Woody Allen’ın 1985 tarihli "Kahire’nin Mor Gülü" filminde New Jersey’li garson
Reklam
Enver Paşa keşke savaş yerine edebiyatta ilerleseymiş zira cephelerdeki "başarı"larından çok Naciye'ye yazdığı aşk mektuplarını konuşuyoruz
Yeni yazmaya başladığım hikayemin ilk bölümü...
“ Sevmek, doğurmak gibiymiş, bilmiyordum. Herhalde senden öğrendiğim ilk şey bu oldu. Kendi kalbinin içinde başka bir kalp attırmaya cesaret edebilenlermiş bu dünyadan bomboş gitmeyecek olanlar. Bu dünyadan bomboş gitmek istemediğimi de senden öğrendim. En azından sen bana, cesaret etmenin aslında korkulacak bir şey olmadığını da öğreten ilk
Kitapçıya gider gitmez aşk romanlarına göz atan çıtı pıtı bir kızdı. Kalbini iyilikle doldurmaya çalışan, edebiyatta temiz aşkın milyonlarca farklı tanıtımını okumayı hedefleyen iyi yürekli biriydi. Yeraltı edebiyatı sevdiği için erkek arkadaş terk etmişliği bile vardı. Yıllar sonra yeraltı edebiyatına KYK'nın yangın merdiveninde sigara tüttüren diğer bir kız sayesinde girdi. Artık temiz aşk edebiyatından nefret eden yılanlardan biri olmuştu.
Geri gelen mektup (hikayesi)
Edebiyatımızın milliyetçi şairi
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
, gençliğini mücadelesine adayarak geçirmiştir. Bu fikir adamı, politikaya olan düşkünlüğü sebebiyle gönül işlerine ayıracak vakit bulamamıştır. Onun yegane sevdası memleket sevdasıdır. 24-25'li yaşlarında atandığı okulda dahi etrafındakilerin ne yaptığı ile ilgilenmeyen, kendisine ayrılan sandalyede tüm
Reklam
Yazılı Kürt Edebiyatı’nın Zenginliği
NEVZAT EMİNOĞLU-KÜRT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 1. Giriş Tarım devriminden sonra şehir-devletlerin ortaya çıkmasıyla kentler medeniyetlerin oluşum alanları haline geldi. Şehirlerdeki nüfus yoğunluğunun sonucu oluşan ticari faaliyetlerle ortaya çıkan refah ortamı insanları estetik duyguların tatminine yönlendirdi. Bu ise şehirlerin başta edebiyat ve
118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.