Dilin Salavâtı: Efendimiz (s.a.v)'in adı anıldığında her türlü ihtiram ve edeple anılması, O'nun şanına yakışacak ifadeler kullanılmasıdır.
Aklın Salavâtı: Aklı O'nun hizmetine verip sahabi hasbiliğinde bir zihin geliştirerek, şüphe ve tereddütlere kapıları kapatarak mutlak bir teslimiyet gösterilmesidir.
Kalbin Salavâtı: Yüreğe O'ndan başkasını konuk etmemek, gönül tahtında tartışılmaz sultan olarak O'nu bilmek, mirasına karşı yürekte en ufak bir tatminsizlik taşınmamasıdır.
Bedenin Salavâtı: Hayatı O'nun gösterdiği gibi yaşamak, hayatın her alanında ve anında O'nun rehberliğine müracaat ederek yürünmesidir.
Ailenin Salavâtı: Evde O'nu hakem tayin etmek, aileyi O'nun cihana bıraktığı mesajlar çerçevesinde diri tutmaya çalışmaktır.
Toplumun Salavâtı: Efendimiz (s.a.v)'in mirasına sahip çıkmak, O'nun risalet davasına destek olmak, topluca O'nun emanetlerini, miraslarını korumaya çalışmak ve gereklerini yerine getirmektir.
Efendimiz'in (s.â.v.) rehberliği bir zaman ve mekan ile sınırlı değil; zamanlar ve mekânlar üstüdür. Hayatın hangi alanında olursa olsun ve zaman itibari ile hangi zaman diliminde olursa olsun, Efendimiz ( s.â.v.) tüm zaman ve mekanlarda mutlak söz sahibi olandır. O'nu sevdiğini ifade eden her iddia sahibi de bu iddiasını hayatında Efendimiz'i ne kadar rehber edindiğini göstererek ispat etmiş olur. Gerçek sevgi ancak böyle bir rehberiyete kayıtsız ve şartsız tabi olmak ile mümkündür.
Peygamber Efendimiz'i (s.a.v) anlatan sade, kronolojik bir sıradanlık bulunmayan, bol örnekli ve akıcı bir kitap.Daha önce siyer kitabı okumuştum demeyin.Ne demişler ; tekrarda fayda vardır.Çünkü insan nisyandadır...Yani sürekli unutur.