Ben zannettim ki sen de benim gibisin. Anlaşılmaz ama anlaşılmaya gayret edemeyecek kadar yorgun. Issız. Yalnız. Ben zannettim ki biz aynı yerlerden yara almışız. Öyle zannettim yani. Ama sen, sahte bir alemi seçmişsin, benim haberim bile olmamış. Keşke başka türlü olsaydı. Keşke en ufak çaban olsaydı. Sen, durmayı seviyorsun. Kendinde durmayı.
Ömür sözcüğü başlı başına heybetli, çok uzun, çok kalabalık. Öyle geniş ki, içine dost kazıklarını, hayal kırıklıklarını, aşk acılarını, kaderin cilvelerini, sıkıcı askerlik anılarını alacak kadar yeri var
Ne tuhaf, insan hiç düşmeyeceğini sanıyor. En azından ben öyle sanmıştım. Ama düştüm. Öyle bir kereyle de sınırlı kalmadı üstelik. Düşüşleri öğrendim öğrenmesine ama nasıl kalkacağını bir türlü bulamıyorum. Zaten kalkmak isteyip istemediğimden de o kadar emin değilim