Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bu cemiyet öyle berbat bir şeydi ki dün peygamber diye göğe çıkardığını yarın indirir, çarmıha gererdi.”
“Dünya bu… Aşığa maşuk mu bulunmaz.”
Reklam
“ Fakat ihtiyaç insana her şeyi buldurur.”
“ Fertler uğraşmaya değmez. Fertler bir denizin dalgaları gibidir. Asıl olan denizdir, yani cemiyet…”
“Şans onca mehtap gibi bir şeydi. Doğdu mu doğardı, doğmadı mı inat beyhudeydi.”
“İnsanın hayvanlığı yemekle, insanlığı okumakla başlar.”
Reklam
“Hepimiz söylüyor, hiçbirimiz dinlemiyorduk.”
“O kadar düşmüşüz ahlaksızlık uçurumuna, o kadar yuvarlanmışız ki en korkunç denaetlerimizi, en iğrenç hıyanetlerimizi bir meziyet, bir maharetmiş gibi sıkılmadan anlatıyor; utanmıyor, korkmuyor, titremiyoruz. Dimağlarımız granitleşmiş; vicdanlarımız içi pis ve çirkef dolu, kauçuktan birer torba hâline gelmiş…”
Sevgili Efruz! Hayatından şu birkaç levhayı yazarken ihtimal biraz mübalağacı göründüm. Ne yapayım? Bu benim mizacım... Bunun için kızma. Beni affet! Hem emin ol ki maksadım ne seni tahkir ne de maskara etmek... Hakikati görüldüğü gibi edebiyat yapmadan yazmak istedim. Muvaffak oldum mu? Bilmiyorum. Fakat okuyunca samimiyetimin derecesini herkesle beraber sen de anlayacaksın. Herkes seni -bizzat kendi kadar- tanır, Efruzcuğum, bugün hiç kimse sana yabancı değildir; çünkü sen "hepimiz" değilsen bile "hepimizden bir parça"sın.
“Eski bir mefhumun, bir itikadın, bir zannın iflasına, bir fikrin ölümüne ‘tecrübe’ derler.”
Reklam
“Görünmez bir peri kervanı gibi bize bazen fena neşeler, sevinçli matemler, bazen hayırlı kederler, gamlı saadetler bırakarak, üstümüzden geçip giden senelerin eli yalnız saçlarımızı ağartır; yalnız çehrelerimizi değiştirir sanırsınız. Hayır! Hislerimiz, fikirlerimiz, itikatlarımız, muhabbetlerimiz de eski hâlinde kalmaz. Değişir… Hem o kadar değişir ki ilk saf şekillerinin tamamıyla zıddı bir kıyafete girer.”
Efruz Bey
Efruz Bey; ne denli yüksekte gösterilirse o denli alçakta, kim olarak tanıtılırsa bir o kadar da o kişiden uzaktadır. Kahramanın halkın parçası olduğu gerçeği değişmezken etrafındaki insanlar da gerçekliğin içerisinden alınmaktadır. Benzer ironik söylemlere bu kişiler de maruz kalmakta ve övüldükleri her bir özellikleri başlı başına bir yergiyi temsil etmektedir. Kamuran Kara Tamburin Bey’in, “münakaşalarda kaç taraf olursa o kadar tarafa tarafgir olmak sanatını bilen” hâl tasviri, cümle ardındaki ince alayı ve güldürü unsurunu açık şekilde okura hissettirmektedir. Asaleti yaka, kol düğmelerine, yüzüklerine, saatleri ve kıyafetlerine özenle konduran bu arkadaş grubu, değerleri sadece aynada görünür olanda arayıp bir de adabımuaşeretten bahsetmektedir. Bütün bu sahneler Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ndeki Halit Ayarcı ile Hayri İrdal arasındaki diyaloglara göndermede bulunmaktadır. Niteliğin değil niceliğin, derinliğin değil sığlığın toplumları ikna kabiliyeti bulunduğu meselesi orada da Halit Ayarcı’dan Hayri İrdal’a uzun uzun telkin edilmiştir.
58 syf.
8/10 puan verdi
Zübük 0,5
Kitap çok hoş. Kısacık ve edebi değeri yüksek. (Maalesef kısaltılmış olanını okumuşum. Mutlaka tam metnini de okuyacağım.) Eski kelimelerimiz var, anlamları da sayfa altında belirtilmiş. Okuması kolay ve hemen bitiyor. Gençlerin Osmanlı dönemi yazarları okuması gerek. O dönemin duygularını, düşüncelerini bu eserlerd n okumak keyifli. Aziz Nesin'in meşhur Zübük karakterinin bir örneği var kitapta. İnsan kendini yüce sandığında, kendini buna inandirdığında halkı da galeyena getirebiliyor. Kalabalığın gücünü ve kandırılabilirliğini ustaca işlemiş Ömer Seyfettin. Yüksek bir değerimiz olduğunu yine gördüm.
Efruz Bey
Efruz BeyÖmer Seyfettin · Anadolu Üniversitesi Yayınları · 20181,649 okunma
İnce tavırlar, güzel davranışlar yürekten gelir.
Allah akıbetimizi hayreylesin...
936 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.