Atatürk'ün okullarda okuttuğu bu yazarın genç Cumhuriyete çok doğru yön verdiği belli. Köy Enstitüleri buna en büyük örnek.
Kitabın gerçek olaylara dayanıyor olması onu daha anlamlı kılmış.
bkz. Prof Raçinski (matematikkafe.com/?pnum=334&pt=Pr...)
Ya Atatürk yeniden gelseydi. Hepimizin gözardı ettiği iğrençliklere ne derdi? Bu kadar yoğun eleştiriyi Atatürk üzerinden yapmak her babayiğidin harcı değil.
Bu kadar az bilinen bir kitap olması beni şaşırtıyor.
"Mutsuzluk gerçek bir intihar nedeni olsaydı Türkiye'deki kadınların yarısı intihar ederdi."
Bu alıntı bile tek başına bu kitabı okumak için yeterli bir sebep.
İçerisinde birden fazla öykü barındırıyor ve bunların Radyo Tiyatrosu versiyonları çok daha keyifli. Zamanın Rusyasının sosyolojik yapısına ışık tutan ve ağır eleştirilerde bulunan bir başyapıt.
İtfaiyecilerin yangın söndürmek değil çıkarmak üzere çalıştığı, kitapların yakıldığı, okumanın suç ilan edildiği koca bir distopya. 1984 ile benzer yanları var ve uyarlama birde filmi olmalı.
Fabl tarzında bir anlatım benimsesede hala Anadolu'nun iç yapısını müthiş bir şekilde gözler önüne seren bir eser.
Üstelik eski ocak yapıları hakkında fikirler veriyor.
Kısa bir sürede bağlanıp sonunda ne oldu şimdi dedirten bir kitap. Kült mü desem bilemedim. Yaşar Kemal yayımlamak istememiş diye bir duyumum var.
Korkunun insanları getirebileceği hallerin kısa bir yansıması.