Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şuan çoğu şey eksik geliyor biliyormusunuz? Bir zamanlar kaşınızla gözünüz arasındaki mesafe kadar yakın olduğunuz insanla şuan aranızda kilometreler olabiliyor ve sonra dile keşkeler dolanıyor. Ne çok keşke deniyor ondan sonra, o kadar yakından hergün buluşup sohbet edecek, beraber gülecek kadar yakınken şimdi sadece attığı fotoğraflara bakmak ne can acıtıcı. Keşke daha çok bulussaydik,daha çok zmn gecirseydik, daha çok gülseydik, dhaa çok baksaydim gözlerinin içine..ben seni hersyden çok sevdim hersyden daha çok kıskandım elinde tuttuğun telefondan sıktığın parfümden bile..çünkü onlar sana benden daha yakınlar sürekli yanında olmak istiyorum sürekli yanımda ol istiyorum ne ara kalbime söz geçiremez oldum bilmiyorum kötü kral'a ne zmn aşık oldum... Biliyorum bana zarar veriyor, o bana değil başkasına ait olcak ama ona bakınca, onunla olunca zaman dursun istiyorum sonsuza denk öyle kalalım istiyorum.. Ama artık o çok uzaklarda ya bu yaşadıklarımız sonsuza denk anı olarak tarihe gömülcek ya da birimiz unutup diğerimiz kalbinde yaşatmaya devam edecek belki birbirimizi bir daha asla görmicez, asla karsilasmicaz.... Tesadüfen ilk defa gördüm onu Tesadüfen son defa görmüşüm onu..:))
Ahlak üzerine
Ahlak ve adalete dair yargı ve tutumlarımızın sürü halinde yaşayan bir canlı olmamızla, kişisel olarak ise anne babamızın bizim üzerimizdeki projeksiyonları, bizim bu projeksiyonlara yanıtımız, annemizin bebekken duygusal olarak bizi ne ölçüde aynalayabildiğiyle ilgili olduğu çok açık. Bunun hangi tarihte, nasıl bir mülkiyet rejimi içinde, nasıl
Reklam
Ahlak üzerine
Ahlak ve adalete dair yargı ve tutumlarımızın sürü halinde yaşayan bir canlı olmamızla, kişisel olarak ise anne babamızın bizim üzerimizdeki projeksiyonları, bizim bu projeksiyonlara yanıtımız, annemizin bebekken duygusal olarak bizi ne ölçüde aynalayabildiğiyle ilgili olduğu çok açık. Bunun hangi tarihte, nasıl bir mülkiyet rejimi içinde, nasıl
Bir anda hayatımıza giren korona’dan kurtulmak için evde kal kurallarına uymaktan sağlıklı kalalım derken psikolojilerimiz tamamen bitmiş durumdadır… Asırlarca süren bu hikayede tarih bize bir kere daha tokat atsada insanoğlunun kendi gölgesine yetişmek uğruna hakikatten her geçen gün biraz daha uzaklaşması dahada rezil şekline bürünmeye devam edecektir. Ama zamanla hayat aşacak bütün bunları ve yeni yap bozlar sunacak her birimize. .. Bizi, her şeyi geride bıraktığımıza inandırmayı çok iyi bilir o. .. Her zaman yaptığı gibi ... Bazı şeyler geride kalır gerçekten, kalmalıdır da ama bazı şeyler de gelir bizimle birlikte. .. Yüzleşmediğimiz, içimizin orasına burasına itelediğimiz, sonralara ertelediğimiz şeyler mesela; onlar çıkıp gelir, gelecek bir yerlerden mesela. .. Birçoğumuz yaralanmadan farkına varamıyoruz artık kendimizin, bir hayatımız, bir hikayemiz olduğunun... Çekinmeden söyleyelim; hızımızı her almaya çalıştığımızda bizi paçalarımızdan çeken bu ‘şey’ler eksik bıraktıklarımızdır. Yaşarken, duyarken, hissederken, kendimize ve başkalarına yönelirken, kendimizle ve onlarla zamanı paylaşırken, içindeki onca şeyle birlikte hayatın içinde akıp giderken eksik bıraktıklarımız... “...biz hayatla bağlantımızı kaybetmiş insanlarız. Hepimiz sakatız, hepimiz! Bağlantılarımız o kadar kopuk ki; gerçek hayata karşı tam bir tiksinti duyuyoruz bu yüzden de bize bunu hatırlatan insanlara kızıyoruz. Hatta o kadar ileri gittik ki, ‘gerçek hayat’a tam bir yük olarak bakıyoruz” diye yazmış ‘Yeraltından Notlar’da Dostoyevski.