Uçurumun karşılıklı iki yakasından,
aynı anda atlamak; dibi boylarken de, ortada, bir kısa an, elele tutuşmak... Kim bilir, belki de her ilişki, zaten, böyledir.
Uçurumun karşılıklı iki yakasından, aynı anda atlamak; Dibi boylarken de, ortada, bir kısa an, elele tutuşmak.. Kim bilir, belki de her ilişki, zaten, böyledir.
Sayfa 26 - Fikir Sanat ve Edebiyat dergisiKitabı okudu
Uçurumun karşılıklı iki yakasından, aynı anda atlamak; dibi boylarken de, ortada, bir kısa an, elele tutuşmak… Kim bilir, belki de her ilişki, zaten, böyledir.
-Oruç Aruoba
— Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
— Ben yetmişlik bir sosyalistim ve Kürdüm. Hiçbir ulusa kinim veya düşmanlığım yoktur. Hele hele Türk halkına. Be nim (binlerce Kürt ve Türk gibi) gelinim, bir Türk kurmayın kızıdır. Ve aslan gibi Türk-Kürt torunlarım var. Damadım ise bir Türk mühendistir. Onlardan da torunlarım var. Bu bakım dan ortada bir Türk Kürt düşmanlığı yoktur. Kürdün de, Tür kün de temel görevi ve sorunu faşizan idareye karşı çıkmaktır.
Benim tavnm budur. Sözlerimi "Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Herkes kapısının önünün temizlerse mahalle temiz olur" Türk atasözleriyle noktalarken özgür bir dünya için elele ol mayı ümit ediyorum.
23.7.1989 Toplumsal Kurtuluş Dergisi ile röportaj
Uçurumun karşılıklı iki yakasından aynı anda atlamak ; dibi boylarken de ,ortada bir kısa, an elele tutuşmak
Kim bilir ,her ilişki zaten,böyledir
Oruç Aruoba
··
"Gençliğimde ay ışığında elele dolaştığım kızı öbür erkeklerin tiksinç girişimlerinden koruduğumu düşlerdim. Derken koruma düşüncesi yavaş yavaş
yok oldu. Yirmi yaşında bitmişti. Artık ay ışığında dolaşmayla kadını koruma arasında hiçbir ilinti kalmamıştı. Ayrıca ay ışığında dolaşmanın yerini
de bütün kadınlarla erkekler arasında olup bitenler almıştı."
"Elele olalım dostlar, bu ayrı gayrı niye? Gülmeyi bilelim dostlar, bu asık çehre niye? Gönülden sevelim dostlar, insan sevmeye değer. Kavgalar bitsin dostlar, dünya görmeye değer!"demem... Çünkü bilirim ki; duygusuz olmak kadar dünyaya büyük dert yok.
Aldous Huxley " Vücut bulmuş her ruh, yalnızlığa mahkumdur." sözleriyle tercih edilen veya mecbur kalınan yalnızlığı tanımlamış. Edip Cansever ise " insanın ınsana verdiği en değerli şeydir yalnızlık." sözleriyle adeta onu tamamlamış.
Psikolog sema özcana göre, yalnızlık bir birey olabilmenin en önemli özelliği olarak karşımıza çıkıyor. " yalnız olmaktan keyif alan bir kişi , başkalarını memnun etme ihtiyacı duymayan, kendi kendine yetebilme ve duygusal olgunluğa erişmiş özgüven sahibi biri olarak karşımıza çıkar. Yalnızlık ilk önce kişinin kendini tanımasını sağlar. Kendimizi tanımak, kendimizi sevmek, kendimize değer vermek, kendi adımıza olmazsa olmazlarımız arasında yer alıyor." Kısacası tercih ettiğimiz yalnızlığın kendimizi önemsemek ve sevmek noktasında önemli bir rolü var.