İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü dil bozulursa kelimeler düşünceleri anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa yapılması gereken işler yapılmaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa töre ve düzen bozulur. Töre ve düzen bozulursa Adalet yoldan sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içinde düşen Halk ne yapacağını işin nereye varacağını bilemez. Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.
Düşünme, dünyayı anlamlandırır. Hissetme, bize nasıl olduğuna anlatır. İsteme, bizi harekete geçirir.
Reklam
Eleştirel düşünme iş başarısı ve ekonomik başarı ile bütünleşmiş demokratik vatandaşlık için gerekli ve profesyonel uygulamanın hayatı bir parçası olarak görülmektedir. Daha pragmatik bir açıdan bakıldığında 21. yüzyılın işletmelerinde ve organizasyonlarında çalıştırılmak için aranan kişilerin artık sadece söylenenler yapan değil aksine eleştirel düşünme ve karar verme becerilerini kullanarak insiyatif alan kişiler olmaları istenmektedir.
Niçin mi fikir değiştiriyorum? Çünkü ben fikirlerimin sahibiyim kölesi değil...
Ben olsam, Müslüman Doğudaki tüm mekteplere "eleştirel düşünme" dersleri koyardım. Batının aksine Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafın kaynağı budur.
Nietzsche, "şimdi mantıklı düşünelim, şimdi de aynı şey olmuyor mu? Kendi hırslarımız uğruna öldürmüyor muyuz Tanrı'yı? Öldürmüyor mu yönetenler? ya da şimdi nereye gidiyoruz? Bütün güneşlerden uzağa mı? durmadan düşmüyor muyuz öne arkaya sağa sola her yere düşmüyor muyuz? Hala bir yüksek ve alçak kavramı var mı? Sonsuz bir hitlik içinde aylak aylak dolaşmıyor muyuz yüzümüzde boşluğun nefesini duyumsamıyor muyuz hava şimdi daha soğuk değil mi geceler gittikçe daha fazla karanlıklaşmıyor mu? Tanrı öldü! Tanrı öldü! Onu öldüren biziz!
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.