İnsanoğlu, daha ilk ana rahmine düştüğü andan itibaren borçlanır kadına. Yaşaması için gerekli olan besini, ilk ondan alır. Aldığı her nefesi, soluduğu her havayı ona borçludur. Yaşadığı her dakikayı borçludur kadına..
El üstünde tutulması gereken kadının ayaklar altına alındığı; eli öpülesi kadına canavarca davranıldığı; yaşama hakkına onun sayesinde erişmemize rağmen, rahatça yaşamaması için, gezip tozamaması, sevememesi ve sevilememesi için insanoğlunun elinden geleni yaptığı bir dünyada yaşıyoruz artık. Kadınlardan korkulan ve onları değersizleştirmeye çalışan bir dünyada. Değersizleştirmeye çalışan diyorum, çünkü asla bir kadın değersizleştirilemez. Tam tersine fırsat verilirse, kadınlar erkeklerden kat be kat daha başarılı olur bu dünyada.
Kadınlık demek, güçlülük demektir; zor zamanlarda hep dimdiktir. Kadınlık demek sabır demektir; en güzel örneği anneliktir. Kadınlık demek adalet demektir; kız-erkek demeden bütün çocuklara kucak açmaktır. Kadınlık demek tutku demektir; her türlü mesleği, büyük bir aşkla yapmaktır. Kadınlık demek sevgi, hoşgörü, sadakat demektir. Peki insanlarımız bunların kaçının farkında? Hiçbirinin. Ya da belki de farkında olunduğu için kadınlardan bu kadar korkuyor.
Son olarak okuduğum bir kitaptan bir alıntı paylaşmak istiyorum; "Kadındaki her şey, onun sevecenliği, özeni, tutkusu, analık duygusu, yaşamın ekmeği ve suyudur." Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun👏🏻