Bazı kitapları okurken kaleminiz her daim elinizde hazır bulunmalıdır. 'Gör Beni' altı çizilesi onlarca cümlesi olan sayfalarla dolu o kitaplardan biri.
Cumhuriyetin ilk yıllarını, iki farklı zihniyetin bakış açısıyla anlatan kitapta yalnızca o dönemin değil, insanlık tarihinin başlangıcından, Mezopotamya uygarlıklarından, inancın tarihinden izler bulunuyor. Ancak böylesine yoğun bir içerik öyle güzel yedirilmiş ki kurguya, sayfaları çevirmeyi bırakamıyorsunuz. O sayfaların arasında, o çocuklarla birlikte, o dersin içinde buluyorsunuz kendinizi ve bunu yaparken en az onlar kadar hayretler içerisinde oluyorsunuz.
Karakterleri de içeriği kadar dikkat çekici. Bir kadın olarak, okumaktan en keyif aldığım, en gurur duyduğum karakterlerden biri oldu Ülkü. Kendi değerini kendisi oluşturan, gücüyle, asaletiyle, azmiyle, zekasıyla, sevgisiyle ve merhametiyle güzel olan o kadınlarımızdan biri Ülkü. Çok güçlü... Bu durumda aşkı da kendisi kadar güçlü elbette. Öyle güzel bir aşk tasviri var ki kitapta.. tüm o duyguları hissederek okumamak elde değil.
Verdiği tüm mesajlarıyla, özgün ve güçlü karakterleriyle, akıcı diliyle 'Gör Beni' okuması çok keyifli bir kitap. Hele ki yazarın müzik önerilerini dikkate alıyorsanız...
Bana yeni kitap listeleri hazırlatan, yeni müziklerle tanıştıran, yoğunluğum sebebiyle uzun süren okuma sürecime rağmen aklımı daima meşgul eden bu kitabı okumadıysanız, mutlaka okuyun derim.