"Herkes ne diyecek? Fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki.. Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız bir hale sokmaktan başka ne yaptı?"
Nedir bu içimizdeki şeytan o mu bizi yöneten biz miyiz onu günah keçisi belleyen? Sabahattin Ali bizi bu romanında Ömer'in şeytanıyla yüz yüze getirdi. Kime kızacağımı bilemedim Ömer'e mi kızmalı yoksa onun da yüklendiği şeytanına mı hesap sormalıydım?
Sadece Ömer değil Macide'nin de şeytanıyla boğuştuğunu şu satırlardan anlayabiliyoruz;
["Acaba ben kendim mi tuhaf bir insanım?.. Belki beni de etrafımdakiler manasız bulurlar... Hatta sıkıcı..Ama Ömer böyle bulmuyor... Ya günün birinde o da benden sıkılmaya başlarsa?..Eyvah..."] Syf. 135
Ömer'in şeytanı daha tehlikeli olduğu için ona geri dönülemez hatalar yaptırıyor. İçindeki ahlak çatışmaları, maddi sıkıntılar gibi sorunlarla uğraşırken olduğu kişiden uzaklaşıp Macide'yi de kendinden uzaklaştırıyor. Oysa ona en iyi gelebilecek kişi Macide'ydi. Ama ikisi de yolları birbilerine kapattılar. Ömer bazı şeylerin farkına vardı ama vakit geçti...
Ne yapmalı bu içimizdeki şeytanı parçalayıp atmalı mı onu yenmeli mi yoksa onunla yaşamaya alışmalı mı? Bilinmezlik denizinde sürüklenip gidiyorum...
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,4bin okunma