"Kemalizmi Türkiye'nin sivil dini, Mustafa Kemal'i de bu dinin peygamberi olarak yorumlamak yanlış olmaz. Mustafa Kemal'in kutsallaş­tırılması, düşüncelerine ve eserlerine bağlılık duyulması, tören­lerle saygı gösterilmesi, Atatürk-Cumhuriyet özdeşliği dolayı­sıyla, aynı zamanda, rejime bağlılık, rejimi sevmek demektir". Dolayısıyla, ''Atatürk'e duyulan bağlılık, sevgi ve saygı yeni dü­zeni yerleştirmeye hizmet eden bir sivil din işlevi görmektedir" (2011: 151-152).
Sayfa 275 - Hasan Ünder, Rosseau'nun Sivil din düşüncesiKitabı okudu
Kemalist rejimin bir burjuva toplumu yaratma amacıyla getirdiği birtakım kültürel ve eğitsel yenilikler de köylülüğe neredeyse hiç nüfuz etmemiştir. Kemalistler 1935'te okuma-yazma seferberliklerinin başlatılması ya da 1937'de Köy Eğitmen Kursları'nın açılması gibi projelerle köylüye ulaşmak istemişlerdir. Nitekim Kemalistlerin hem toprak sorununu çözememeleri hem de kültürel ve eğitsel alanlarda köylüye ulaşamamaları konularında sol Kemalist ve sol liberal literatürün mutabık olduğu söylenebilir.
Sayfa 142 - Yordam KitapKitabı okudu
Reklam
Gustave Le Bon, kitlelere karşı bir güvensizlik duyar. Kitlelerin yoğun katılımıyla yaşanmış olan Fransız Devrimi'ne son derece eleştirel ve olumsuz yaklaşır. Le Bon'a göre Fransız Devrimi'ndeki kalabalıklar "yığın psikolojisi" ile hareket etmekte ve bu durum bireyin zeka seviyesiyle orantılı olarak karar alması önüne engel oluşturmaktadır. Bunu engellemenin yolu ise seçkinlerin inandıkları dönüşüm programlarını, kitle inisiyatifini yansıtan her türlü mekanizmaya aldırış etmeksizin uygulamaları ve sonrasında bu programların halk tarafından herhangi bir şekilde onun onayına sunulmamış olmasına rağmen içselleştirilmesini sağlamaktır.
Sayfa 125 - Yordam KitapKitabı okudu
Toynbee'ye göre Mustafa Kemal, Cromwell gibi saltanın ordusuyla (ya da saltanın kışkırttığı ve destek olduğu ordularla) mücadele etmiş, saltanın yetkilerini elinden alarak onu tahtından uzaklaştırmış ve sonrasında ele geçirdiği askeri üstünlüğü ülkede siyasal değişiklikler yapmak için kullanmıştır. Aynı şekilde, nitelikleri farklı olmakla birlikte, her ikisi de bir parlamentoya dayanmış, parlamento da onları başkumandan ve devlet başkanı yapmıştır.
Sayfa 172Kitabı okudu
Kemalist devrimin Fransız devriminin tersine kitlesiz ve tepeden bir devrim olmasını sadece ideolojik etkenlere bağlamak yerine, Fransa ve Türkiye toplumlarının sınıf kompozisyonlarının ve bu toplumların her iki devrimci süreçte küresel kapitalist sistemin içerisinde bulunduğu evrenin farklı oluşunda aramak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Sayfa 135 - yordam kitap
Liberal aydınlar Jakobenliği anti-demokratiklikle eşdeğer kullanırlarken, muhafazakar ya da İslamcı aydınlar, anti-demokratik anlamına ilaveten, onu "halkın mukaddesatını bozan", "din karşıtı" katı laik ya da seküler düşünce biçimlerini nitelemek amacıyla kullanırlar.
Sayfa 17 - Yordam KitapKitabı okudu
Reklam
Geri14
49 öğeden 41 ile 49 arasındakiler gösteriliyor.