Muazzam bir girişim böyle son buldu.
Frankfurt Okulu da erken döneminde, ‘felsefe-bilim’, ‘bilim-eleştiri’ ve ‘olgu-değer’ birlikteliğini pozitivizme karşı bir
eleştiri olanağı olarak kuşanmıştır.
Ancak Frankfurt Okulu zaman içerisinde (özellikle 1940’lardan itibaren), olgusal içeriğini yitirmiş bir felsefe mevziine geri çekilmiş ve pozitivizmle mücadeleyi, bilim mevziini ona terk ederek sürdürmüştür.
Horkheimer
''Kapitalizm'i konuşmuyorsanız, faşizm konusunda sessiz kalmalısınız.''
(Emre Bağce)
Biz;
Görgü kurallarına uymuyoruz.
Hakkı hukuku dert etmiyoruz.
Veda hutbesinde söylenen ilkeleri hatırlamıyoruz.
İnsan Hakları Beyannamesi ve Sözleşmelerini bilmiyoruz.
Birbirimizin yazılı/yazısız haklarına riayet etmiyoruz.
Peki biz ne yapıyor, niçin yaşıyoruz?
Zül değil mi?
Görgü kuralları (yani adabı muaşeret) modası geçmiş biçimsel bir şey değildir. Ahlak ve hukukun temelidir. Bir toplumdaki ilişkilerin kodlarıdır. Bilimde yöntem neyse, toplumda da, görgü kuralları ve yol erkân odur. Görgü kuralları işlemezse görgüsüz olur, yolunuzu kaybedersiniz.
Emre Bağce
Hacı Bektaş Veli der ki;
İncinsen de, incitme.
Ne güzel bir hatırlatma. Söylemesi kolay, yapması ince bir ruh, özen ve rikkat gerektiren bir söz; sözden öte altından kıymetli bir tavsiye, duymasını ve yapmasını bilenler için.
Prof. Dr Emre Bağce
Emre Bağce
@emrebagce
Söylenen bir şeyin doğruluğu/geçerliliği nasıl ölçülür?
1) Söyleyenin güvenilirliğine,
2) Geçmişte söylenenlere,
3) Söyleyenin o konuda bir menfaat veya kaybının olup olmadığına,
4) Söylenenin zamanlama ve koşullarına,
5) Söylenenin görünür/görünmez sebep ve sonuçlarına bakılır.