Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
“Rastgele açtığım sayfada ki en güzel teselli SABIR..”
Reklam
Eski
En güzel gününde dururken yamacında, Binlerce duygu düğümlenmişken boğazımda, Rüya gibi gelen hakikatin uyandıran sadasıyla, Ayılan zihnim buluşurken minnet dolu bakışlarınla, Ruhumu teselli ediyordun yine eskisi gibi fedakârca.
Ciğerlerimi tükürdüm bilmediğim bir şehrin hiç bilmediğim bir caddesinin kaldırımında o gece. Teselli etmek için uzanan her eli itekleyip senin boşluğuna sarıldım. Yanılgılarımı ve yenilgilerimi koydum yanıma. En güzel sana yenildim ben. İlk yenildiği yerden eve döner insan hep.
Şems'e Üçüncü Mektup
Güller Şems diye açmıyorsa, gülün kokusunu neyleyeyim, Ayrılığı ağlatamayan gecenin karanlığını neyleyeyim. Şems'siz sofranın balını böreğini neyleyeyim, Beni kavurmayan acıyı neyleyeyim. Gözümü yakmayan gözyaşını neyleyeyim, Karanlığıma Şems olamayan yari neyleyeyim. Canını yoluma post eylemeyen dostu neyleyeyim, Şems gibi bakmayan
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir. Bir
Reklam
"Çocukken" hatırladığım en güzel zamanlardı "BAYRAM"lar. Bayramlar 7’den 70'e herkesin kendini çocuk hissettiği zamanlardı. Yeni alınan kıyafetlerin, ayakkabıların geceden yatağın baş ucuna konulduğu ve sabırsızlıkla, büyük heyecanlarla "sabahın bir an önce olması beklenildiği" o en güzel gecelerdi. O güzel
Bayramımız kutlu olsun. İyi bayramlar
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye`de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir. Bir
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Nerde o eski ramazanlar ,bayramlar ..Hep Suçu eski ramazan ve bayramlara atıp dururuz.Yada teselli ederiz kendimizi bununla.Ramazan ve Bayramlar hep güzeldir .Mutluluktur sevinçtir rahmandan bize verilen en güzel rızıklardan biridir bu günler.Binaen aleyh bize eskileri özleten aslında eski bayram ve ramazanlarda olan yakınlarımızın ve dostlarımızın yokluğudur.Kimisinin anne babası,kimisinin çocuğu,kiminin çocukluk arkadaşı,kiminin dede ve ninesi ve kiminin çok sevdiği komşusu yok diye özlem duyar eskilere..Aslında ramazan kaybettiğimiz ibadetlerimizi hatırlatır kazandırır bize..Bayramda kaybettiğimiz dostlarımızı ve sevdiklerimizi..Rabbimden temennim Dünyamızı ramazan Ahireti bayram etmesi duasıyla..مريم🌼🤲
Reklam
Eskiyi özlüyor insan, geçmişi, geçmisteki insanları, yaşanan güzel anıları. İnsanların hayatına girdiği o ilk ânı özlüyor insan, sonrasında neler yapabileceğini bilemeden hayatına aldığı o anları. Eskiyi bu yüzden sevmiyor muyuz zaten? Ne yaparsa yapsın aklı hep geçmiste bir yerlerde kalıyor insanın; bir anıya, bir fotoğrafa, birkaç cümle söze, çalan bir müziğe takılıyor aklı. Dalıyor uzaklara, hiç olmayacak yerlere ve belki de hiç ait olmadığı yerlere. Ne diyordu eskiler; “Kalp neredeyse insan oraya muteberdir” diye. Yani bizler hep ait olmadığımız yerlerdeyiz. Ya sonra? Keşkeler başlıyor ‘iyi ki’ler dururken, cümleler yarım kalıyor. İç muhasebesi yapmak isterken yüreği sızlıyor, kalıyor orda kıpırdayamıyor. Belki de o an en iyi ilaç, en iyi teselli gözden düsen birkaç damla yas….. “Aslında insanın canını en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadigi mutluluklardır” diyor Dostoyevski ve ekliyor Nazım Hikmet “Eskimek ne güzel eksilmedikçe.” Oysa hayatımıza giren insanlar değilmiydi bizi eksilten, yaşanması mümkünken yaşayamadığımız mutlulukları bize yaşatan? Düşmek değildir insanları üzen, elinden tutar gibi yapip itenlerdir aslında insanı hayata küstüren. Gece karanlığının sonsuz düşünceleri değildir insanı uykusuz bırakan; kalbine girer gibi yapıp, senin kapını senin yüzüne çarpanlardır insanı hayata karşı bir sıfır başlatan. Demem o ki, bağ kurduğu her şeyle sınanıyor insan. Öyle yada böyle. Vesselâm...
1.106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.