"Sevmek insanların (kendi) istencine bağlı, korkmak (korkutmak) hükümdarın. Erdemli bir hükümdar başkalarının değil, kendi elinde olana güvenmelidir. Dediğim gibi yalnızca kin ve nefret çekmekten uzak durmalıdır."
"Cömertlik kadar kendi kendini yiyip bitiren bir şey yoktur. Cömert olduğun sürece cömertlik yapacak gücün kalmaz. Ya yoksul ve aşağılık biri olursun ya da yoksulluktan kaçmak için açgözlü ve iğrenç."
"Gerçek yaşamla, düşlenen yaşam birbirinden o kadar uzaktır ki olanı bırakıp olması gerekenin arkasından giden kişi elindekinden de olur. Çünkü her şeyde ve yerde iyilik perisi kesilen kişi o kadar kötülük içinde yıkıma uğrar."
"... Şiddet tüm hışmıyla ve bir kerede uygulanmalıdır, halk tadına bakmamalıdır yoksa canını yakar. Oysa iyilikler azar azar yapılmalı ki tadına varılabilsin."
... "Şu meşhur eski deyişi biliyor musun? 'Yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden uçar.' Çoğu insan hep yanlış anlıyor. Bu, erkeğin parası bittiğinde kadının ondan ayrıldığı anlamına gelmez. Şu demek: Bir adamın parası bittiğinde... kalbini kaybeder, değersizdir. O kadar zayıflar ki gülemez bile, garip bir aşağılık kompleksine kapılır, çaresiz kalır ve kadını kendinden uzaklaştıran o adam olur. Bu noktada yarı delirir ve uzaklaşana kadar itmeye, itmeye ve itmeye başlar. En azından okuduğum bir kitapta öyle yazıyor..."
...Bu, benim insanlara son yakınlaşma çabamdı. İnsanların beni dibine kadar dehşete düşürmesine rağmen onlardan ne yaparsam yapayım kopamıyor gibiydim.
"...bir an mustafa kemal göründü yataklı vagondan
ince uzun parmaklarında eriyor cıgarası
açık bir çakı tehdidi kilitli dudaklarında
bakışları değdiği yere iki kurşun deliği bırakıyor"
...(baksa da görmüyor sanki yokum
duymadığı açık anlattıklarımı
sessizliği kalabalık giremiyorum
ölüler kuşatmış sağımı solumu
geçmişte yaşıyor biliyorum
bir anlatabilsem onsuz olamadığımı
o zaman sevmek değil ölmek zamanı)