Hayata coşkuyla yaklaşın. Bireyci değil çoğulcu olun. Her şeyi inceden inceye hesapladığınız, stratejilerinizin esiri olduğunuz bir kariyer oluşturmayın. Yoksa insanları soğuk buzlu camlar arkasından süzen acımasız, duygusuz ve yalnız bir insan olursunuz.
İnsan ayrı olmanın, sürüden birkaç adımcık bile önde olmanın korkusunu, ancak toplumla kaynaşma isteğinin ne denli güçlü olduğunun bilincine varırsa anlar.
Eğer kişi, sadece bir tek insanı sever ve onun dışındaki tüm çevresine kaygısız kalırsa, onun sevgisi sevgi değildir, ya alabildiğine bir bencilliktir ya da ortak yaşam birliğidir.
Senin tarih dediğin oparlör yalnız imparatorluklarla meşhur insanların değil hakikatlerinde mezarıdır. Ve biz onu yine tarihin çocuğu olan bir insanın ağzından dinlemeye mecburuz.
İnsan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bir güneş ışını belirince bütün dünyası o ışığa bağlı oluyor...