Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eren Yaşar

Eren Yaşar
@erenyasar
Eskişehir
Eskişehir
45 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
M.S 1. yüzyıl Roma stoacılığının başta gelen temsilcileri arasında Seneca ve Marcus Aurelius ile birlikte Epiktetos vardır. Sonradan filozof olan bu eski köle hiçbir şey yazmamıştır, ancak öğrencileri onun düşüncelerini, iki bin yıldır insan nesillerinin yaşamasına yardımcı olan iki kitapta toplamıştır: Sohbetler ve Enkheiridion. Enkheiridion şu
Enkheiridion
EnkheiridionEpiktetos · İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,006 okunma
Reklam
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Değerli Rus yazar Galina Serebyakova'nın Fransız Devriminde Kadınlar isimli kitabı ne bir roman, ne öykü ne de bir öyküler toplamı, yani kısaca bildik anlamda edebi bir eser değildir. Fakat bu aynı zamanda katı metodolojik ve tarihsel yazım tekniğine bağlı bilimsel bir çalışma, tarihi bir inceleme de değildir. Bazıları bu türe kurgusal
Fransız Devriminde Kadınlar
Fransız Devriminde KadınlarGalina Serebryakova · Kor Kitap · 201955 okunma
312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Edebiyatın ilham aldığı alanlardan biri şüphesiz ki tarihtir. Tarihsel gerçekliklerin özgün ve dikkat çekici bir üslupla aktarılması bizi geçmiş dönemlere, savaşlara, insanları ilgilendiren hayat hikâyelerine götürür. Tarihin genellikle erklerin kontrolünde yaşandığı ve her çatışmadan en büyük payı kadınların aldığı düşünülürse, Marta Sofia’nın
Agora
AgoraMarta Sofia · Kyrhos Yayınları · 201064 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ömrü boyunca gerçeği arama peşinde oldu. Araştırmalar yaptı. Kapılmadı hayallere. Araç olarak kullandı pozitif bilimleri bu büyük matematikçi, fizikçi, astronom, doğa bilimcisi ve düşünür. Yaptığı araştırmalar sorduğu yalın sorulara yanıt veremedi. - Kimim ben? - Evrende zaman neden bu kadar uzun? - Neden insan ömrü çok kısa? - Evrendeki yerim
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,2bin okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Franz Kafka’nın kaleme aldığı Dönüşüm adlı öykü kitabının kapağını araladığınız anda, böceğe dönüşerek uyanan Gregor Samsa ile beraber bir odanın içine kapatılıyorsunuz. Ve kitabın kapağını kapatana dek o odadan çıkış yok. Bir kitap okuyor olmaktan çok Gregor’un hayatına birebir tanık oluyoruz adeta. Gregor’un böyle trajik bir duruma düşmesi
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,1bin okunma
Reklam
637 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tolstoy'un üç büyük romanından en sonuncusu olanı Diriliş. Genel bir çerçeve çizmek gerekirse tüm roman boyunca ahlaklı olan, doğru olan nedir, insan ne için yaşar sorularının cevabı aranmış. Tolstoy bu soruların cevaplarını kitapta baş karakter Dimitri Nehludov'a aratıyor. Spoiler vermemeye özen göstererek üzeri kapalı olarak özetlersek;
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,2bin okunma
779 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dostoyevski'nin kaleme aldığı Budala isimli roman, Suç ve Ceza'nın büyük şânının gölgesinde kalsada, bence en az onun kadar başarılı, onun kadar roman sanatının hakkını veren bir eser. Hacimli bir roman olmasına rağmen, olay örgüleri, karakterlerinin çeşitliliği, zenginliği ve analizleri nedeniyle oldukça akıcı. Romanda, gerçek olamayacak kadar saf ve iyi yürekli başkarakter Prens Mişkin bir yana, Prens'in aşık olduğu Nastasia Philipovna'da etkileyici bir karakterdir. Çünkü, Prens'e olan aşkına rağmen, ona layık olmadığını düşündüğünden, Prens'in kendisine olan aşkından vazgeçmesi için hafif meşrep bir kadın gibi davranan; sevdiğinin iyiliği için sevdiğinden vazgeçebilen ve daha da önemlisi bunu hiç kimseye belli etmeden yapan bir kadındır o... Gerçek aşk nedir? Sevgi nedir? Fedakarlık nedir? Budalalık nedir? Gibi konularında sorgulandığı tarihin en büyük aşk romanlarından birisi olarak görülen ve Dostoyevski'nin kendi yaşamından izler taşıyan bu değerli eseri okumanızı kesinlikle öneririm.
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201224,9bin okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İngiliz edebiyatının gelmiş, geçmiş en başarılı kadın yazarlarından biri olan Jane Austen'ın güzel bir kurguyla bize sunduğu İkna isimli romanında, başkarakter Anne Elliot, 19 yaşın verdiği bilinçsizlikle , nişanlısı deniz subayı olan Frederick Wentworth'dan ayrılır. Bu ayrılığa, Anne'in yakınlarının iknaları sebep olur. Aradan geçen 8 yılın sonunda çift tekrar karşılaşmış, değişmiş, olgunlaşmıştır. Ayrılık sebebi olan Wentworth'un fakirliği, katılmış olduğu savaşlardan servet sahibi olarak geri dönmesiyle son bulmuş, Anne ise ikna edilemeyecek kadar büyümüştür. Anne Elliot'un, güçlü bir gözlemci ve duygusal zekası yüksek, eleştirel bir bakış açısına sahip bir birey olduğunu okur, ancak Anne'nin iç sesinden ve duygularından anlayabilmektedir. Jane Austen'ın tüm eserlerinde olduğu gibi, günlük yaşamın olağan akışı içindeki olaylar, reddedilmiş ama unutulamamış aşkın küllenmesine bir türlü izin vermez. Diğer romanlarından farklı olarak, bu eserine kendi yaşamından da kesitler eklediği düşünülen Jane Austen, yine her zamanki geleneğini sürdürüyor ve öyküyü kadın başkarakterin gözünden okura aktarıyor. Nükteli anlatımı ve eğlenceli diyaloglarıyla İkna, diğer Jane Austen kitapları gibi etkileyici. Yalnız biraz durgun bir roman İkna, ancak bu kötü bir durgunluk değil, huzur veren cinsten bir durgunluk. Jane Austen'in Gurur ve Önyargı/Aşk ve Gurur kitabından sonra kesinlikle okunması gereken kitaplarından biri.
İkna
İknaJane Austen · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20192,733 okunma
920 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Miguel de Cervantes'in kaleme aldığı Don Quijote (orjinal telaffuzu: Don Kihote), yada ükemizde bilinen adıyla Don Kişot, bir çok edebiyat okurunun sandığının aksine, 50-60 sayfalık bir çocuk masalı değildir. Kitap sağlam kurgusuyla yetişkinlere yönelik yazılmıştır. Ülkemizde ilk kez İspanyolca aslından tam metin olarak Roza Hakmen'in
Don Quijote (2 Cilt Takım)
Don Quijote (2 Cilt Takım)Miguel de Cervantes · Yapı Kredi Yayınları · 202222,8bin okunma
432 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Anna Funder’in Her Şeyimle Ben isimli kitabı, büyük oranda İkinci Dünya Savaşı öncesinde Almanya’dan kaçan muhaliflerin Londra’daki hayatını, Dora Fabian ekseninde iki kişinin ağzından anlatıyor. Bu kitap kısmen belgesel, kısmen biyografi, kısmen roman olarak ele alınabilir. Anlatı, Adolf Hitler’in şansölye ilan edilmesi ile başlıyor. Hitler, Weimar Cumhuriyeti’nde iktidara doğru yürürken vuku bulan Reichstag yangını Almanya için bir kırılma oluyor ve aslında Hitler’in savaşı başlıyor. Hitler önce Almanya içinden temizliğe girişiyor ve kendisine karşı olduğunu bildiklerini yurt dışına çıkmaya zorluyor. Yani, anlıyoruz ki Hitler daha henüz gücünden emin değilken o kadar da zâlim değilmiş, insaflı davranıyor. 1932’den 1935’e doğru giderken, Hitler gücünü arttırdıkça zulmünün de dozunu arttırıyor. Hitler’in gücünü pekiştirmek için yaptığı en önemli şey, hukuku kendi isteği yönünde yeniden şekillendirmek oluyor ve sonrasını biliyoruz zaten. Gücünün doruğuna geldiğinde artık hukuk gibi bir incir yaprağına ihtiyacı kalmıyor. Söz konusu eserde, yazarın anlatımındaki bütünsellik keyifli bir okumaya kapı açıyor, Yazar, Dora Fabian’ı, İngiltere’de geçirdiği yılları heyecan dozunu düşürmeden anlatmayı başarıyor. Meraklı okuru başka okumalara çekmesi ve muhalifliğin aktivist olabilmenin yalnızca erdemlerine sahip olunduğunda anlam ifade ettiğini, yoksa bunun koltuktan devrimcilik olduğunu açıkca söylemesi, ihanet ve aldatmacanın tam da burnumuzun dibinde olduğunu dolaylı anlatıma gerek duymaksızın işaret edebilmesi yüzünden de değerli bir eser.
Her Şeyimle Ben
Her Şeyimle BenAnna Funder · Yapı Kredi Yayınları · 20147 okunma
Reklam
99 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Albert Camus'un kaleme aldığı Düşüş'te saygın bir avukat ve çapkın bir erkek olan Jean-Baptiste Clamence'in bir gün bir barda geçmişini hatırlaması ve kendisiyle yüzleşmesini okurken, aslında okur olarak biz de toplumla ve kendimizle yüzleşiyoruz. Onun itirafları, işlediği suçlar, yaptığı kötülükler, içinden geçenler, aslında hepimizden, hepimizin içinden, yaşamından birer parça taşıyor.. Camus, monolog olarak yazdığı bu eserinde cümleleriyle modern topluma ayna tutmuş ve aynı zamanda çok zekice bir şekilde de eleştirmiş. İnsanoğlunun riyakarlığı daha güzel anlatılamaz ve yüzüne vurulamazdı.. Okurken, Clamence'in gözünden kendimizi değerlendiriyor, bencilliğimizi ve çaresizliklerimizi gördükçe de yaptıklarımızı ve yapılanları yargılıyoruz. Düşüş, bence okunması biraz zor bir kitap. İnce ama fazlasıyla dolu. Anlaşılması için üzerine düşünülmesi, hatta zaman zaman tekrar okunması gerekenlerden.. İçinde altı çizilesi çok fazla cümle var, ve bence her bir cümle üzerine saatlerce konuşulabilecek nitelikle.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,1bin okunma
1724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Victor Hugo'nun kaleme aldığı Sefiller isimli roman, özünde Paris şehri ve romanın baş kahramanı olan Jean Valjean’dan ibarettir. Uzun bir kurgu içerisinde aralarda Paris'teki tarihsel olaylara da değinilir. Bu nedenle, romanı okurken o dönemde ki tarihî olayların meraklısı değilseniz eğer, romanın ortasında tam sıkılmaya başlarken birden bir
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187,1bin okunma
335 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaşam; aslında son nefesimize kadar hayatı anlama çabasından ibaret. Hayatın anlamını çözersek; ölümden korkmayız, mutluluğun sırrına erişiriz, zorluklarla mücadele edecek gücü keşfeder, ömrümüzün kum saati misali hızla aşağı düşen taneciklerini yakalayabilir, böylelikle yaşamı lâyıkıyla yaşayabiliriz, zannetmekteyiz. Anlamın sırrına ermek için
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202015,9bin okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Jack London'un kaleme aldığı Martin Eden isimli romanında; Yaşamın çarpıklığını, merhametsizliğini, yoksulluğu, tutkuyu, aşkı, başarma azmini ve zenginliği sonuna kadar yaşayan Martin Eden'in öyküsünü okuyacaksınız. Romanın başkahramanı Martin Eden’in başından geçenleri Jack London’un biyografisi ile karşılaştırdığnız takdirde Yazar'ın Martin
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İçinde bulunduğunuz buhranlı yaşamdan uzaklaşmak için hiç tanımadığınız biriyle evlenmeyi bile kabul eder misiniz? W. Somerset Maugham'ın kaleme aldığı Boyalı Peçe isimli romanı, aslında “Kabul ederseniz neler olabilir?”in bir özeti niteliğinde. İnsanın sahip oldukları ile yetinmesinin önemini, aile olmanın önemini, "iyi günde kötü günde bir arada olabilmek" kavramını iyi işleyen bu eserde Fane çiftinin gittikleri uzak ülke onları birbirlerini tanımaya itiyor. Yalnızlık ve çaresizlik de değil onları yakınlaştıran, sadece birbirlerini anlamak için yakaladıkları bir fırsat… Bazen insan içindeki iyi niyet ve yardımseverlik duygularını böyle Bayan Fane gibi zorda kalınca keşfediyor belki ancak bencilliğini ve düşüncesizliğini kocasının dik duruşu, iyi niyeti, gururu ve aslında vazgeçmeyişi sayesinde yenen Bayan Fane, geç de olsa onu seven adama karşılık veriyor. Eser bu yönüyle "Aldatan affedilebilir mi?" sorusuna da kendi içinde yanıt arıyor. Romanın sonunda, yemyeşil bir huzurun içinde illet bir hastalığın pençesinde geç de olsa yeşeren bir aşkın yeşerdiği gibi solmaya mahkum olması da insanın hayat karşısındaki çaresizliğini anlatması yönüyle ve eserin gerçekçi yaklaşımını göstermesi bakımından kayda değer. W. Somerset Maugham'ın bu değerli eserini bütün kitapseverlere tavsiye ederim.
Boyalı Peçe
Boyalı PeçeW. Somerset Maugham · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20162,854 okunma
408 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
James Joyce, George Orwell, Virginia Woolf gibi büyük yazarların şükranla andığı, İngiliz Edebiyatı'nda adı büyük harflerle anılan Joseph Conrad'ın kaleme aldığı Lord Jim isimli kitap, yazarın tartışmasız en iyi romanıdır. Gerçekten de çok az yazar, Conrad'ın bu eserinde ki anlatımını yakalayabilir, onun yarattığı atmosferi kâğıda dökebilir, onunkiler kadar gerçek karakterler yaratabilir. Yazar bu eserinde kısaca, hayatı boyunca yiğitlik öyküleri okuyan başkarakter denizci Jim’in cesaretini kanıtlayacağı sırada bir anda korkusuna yenilip, hayatı boyunca bir korkak olarak damgalanmasını, tanınmamak için limandan limana dolaşmasını, utancından ve geçmişinden kaçışını anlatır. İnsanın korku, nefret ve utanç duyguları karşısında ne kadar savunmasız olduğunu anlatan bu romanda, haysiyeti ve şerefi için yaşayan bir insanın haysiyetini nasıl kaybettiğini ve geri kazanmak için nelere katlandığını, nasıl yaşadığı anlatılıyor. Bir anlık gafletin bedelinin nasıl bir ömür olduğu gösteriliyor. Evrensel ahlak anlayışını sorgulayan ve okuyucuya bir nevi edebiyat ve felsefe şöleni yaşatan bu değerli eseri bütün kitapseverlere tavsiye ederim.
Lord Jim
Lord JimJoseph Conrad · İş Bankası Kültür Yayınları · 2017264 okunma
Reklam
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
George Orwell'in kaleme aldığı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört isimli distopya türündeki roman aslında günlük dile geçen birçok kavramın kaynağı olmuştur. "Büyük Birader", "Büyük Birader sizi gözetliyor", "düşünce suçu", "düşünce polisi" gibi kavramların günlük dile yerleşmesi, George Orwell'in imgeleminde
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
800 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
W. Somerset Maugham'ın kaleme aldığı İnsanın Esareti isimli romanda, gerçekle kurgu birbirinden ayrılmaz bir şekilde iç içe geçmiştir. Yazar, kitabın önsözünde “Duygular bana ait ama bütün olaylar burada aktarıldığı biçimde gerçekleşmedi” diyerek bu eserin otobiyografik öğeler içerdiğini ifade ediyor. Roman, adını Spinoza’nın Ethica isimli felsefe kitabının beşinci bölümünden alıyor. Spinoza’nın ahlak öğretisinin temelinde özgürlük düşüncesi yer alır. Ancak verdiğimiz kararlar bir anda ortaya çıkmadığı, hepsi neden-sonuç ilişkisine bağlı olduğu için özgürlüğün ne olduğunu sorgulatıyor bize Spinoza. İşte W. Somerset Maugham, bu felsefî meseleden yola çıkarak, romanın ana karakteri Philip’in seçimleriyle bu soruyu çoğu yerde biz okuyucuların karşısına çıkarıyor. Yazarın, “Bu çok uzun bir roman ve bir önsöz yazarak onu daha da uzattığım için kendimden utanıyorum” cümlesi ile başlayan 800 sayfalık bu roman, aslında uzun olmasına rağmen samimi ve akıcı bir usluba sahip ve romanın bitimine kadar "acaba sonra ne olacak?" merakı içerisinde okuyorsunuz. Kitapta birçok karakter var ancak ana karakter olan Philip'in etrafında yer aldıkları için okuyucuyu yormuyor. Dönemsel bir roman olması nedeniyle, döneminin kültürüne, eğilimlerine ve çeşitli sorunlarına dair anlatımlara yer veriyor. Yaşamın anlamının sorgulandığı ve bu önemli felsefi konulara dair baş karakter Philip aracılığı ile cevaplar arayan bu değerli eseri bütün kitapseverlere tavsiye ediyorum.
İnsanın Esareti
İnsanın EsaretiW. Somerset Maugham · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017769 okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Stefan Zweig'in kaleme aldığı Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu isimli eser, kimliğini açıklamayan bir kadının çocukluğundan beri âşık olduğu bir adama yazdığı ilk ve son aşk mektubudur. Mektup ilerledikçe kadının büyümesine, olgunlaşmasına, mutluluklarına ve acılarına tanık olur, ve hem kadının değişen yaşamını, hem de âşık olduğu adamın, bu kadının
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,8bin okunma