Hız, sorumluluklar, kaçıp giden zaman, koşarken yerinde saymak gibi pek çok düşünceyle boğuştuğumuz bir dönemdeyiz. Yavaşlamak, içinde bulunduğumuz düzende bir şeylerden geri kalmak anlamına geldiğinden dolayı tahammülümüzün olmadığı bir kavram. Zaman durup bir şeyleri anlamaya ayıramayacak kadar değerli. Peki ne yapıyoruz o kutsal zaman dilimlerinde, bedensel olarak durup zihinsel olarak meşgul olmaktan başka ? Sonuçsuz düşüncelere tutulmaktan başka ? Her gün geçtiğin sokağın isminin değiştiğini bile fark etmeksizin, ne yapıyoruz ? Maddiyata gömülen bir toplumda, başarı, hırs ve güç peşinde kaybolan hayatla; Gülten Akın’ın da dediği gibi
“Ah, kimselerin vakti yok ; durup ince şeyleri anlamaya “
Yavaşla... Bu hayattan yalnızca bir kez geçeceksin...