Fare: Öykülerinizi sonunda ne olacağını bilerek mi yazıyorsunuz?
M.: Neredeyse hiçbir zaman. Uydurmaya başlıyorum ve yazarken ne olacaksa olmasına izin veriyorum.
Fare: Bir yazar günde ne kadar yazmalı?
M.: Durmak için en iyi zaman kitabın en rahat ileriediği ve sırada ne yazacağını bildiğin zamandır. Her gün bunu yaparsan asla tıkanmayacağın bir kitap yazarsın. Sana söyleyebileceğim en değerli şey bu, unutmamaya çalış.
Fare: Tamamdır.
M.: Rahatça yazabiliyorken bırak ve ertesi gün başına tekrar oturana kadar hiç düşünme ve endişelenme. Böylece bilinçaltın sürekli olarak bu konu üzerinde çalışacaktır. Eğer bilinçli olarak düşünür ve tasalanırsan fikri öldürürsün ve beynin daha çalışmaya başlamadan yorulmuş olur. Bir roman yazmaya başladığında ertesi gün ne yazacağını hakkında endişelenmek kaçınılmaz olandan korkmaya benzer. Her halükarda devam etmek mecburiyetindesin. Yani korkunun ecele faydası yok. Roman yazabilmek için bunu öğrenmek zorundasın. İşin en zor kısmı romanı bitirmektir.
Fare: Endişelenmemek nası öğrenilir?
M.: Düşünmeyerek. Düşünmeye başladığın anda kendini durdur. Başka şeyler düşün. Bunu öğrenmen şart.
Okuduğum ilk Hemingway kitabı. Eserin anlatımı oldukça açıktı ve hisleri çok güzel geçirdi tarafıma. O büyük balıkla günlerce aç yorgun ve acı çekerek mücadele eden bendim sanki. Yaşlı adama acıma duygusu hakimdi kitabı okuma sürecimde. Özellikle onca zorlukla tuttuğu devasa kılıçbalığını büyük mücadeleye rağmen köpekbalıklarına kaptırınca çok üzüldüm. Boşa mı gitti diye düşündüm.Gitmedi aslında.. Kitabın sonunda insanlar kayığa bağlı 5 m uzunluğundaki balık iskeletini görüp hayretle incelerken ben gururlandım yaşlı adamın yerine.Önemli olan o balığa karşı verdiği müthiş mücadeleydi ,günlerce süren sabrın sonucunda onu öldürebilmesiydi ve kitabın sonlarında çocuğa dediği şu cümle kaldı aklımda.’Çok sağlam bir öldürme mızrağı edinmeliyiz’ .O kadar zorlu bir tecrübeye rağmen hala pes etmemesi güzel bir örnek oluyor biz okuyucalara.
Demem o ki sevgili okurlar,bu kitapta yaşlı bir adamın balık tutma çabasının yanı sıra hayatın kendisini bulursunuz.
Alıntılardan Seçmeler _Yüzyılın en korkunç despotu II. Abdülhamid, çağ dışı imparatorluğun sultanıdır. Bu despot, bütün tebaası üzerinde yaşam ve ölüm yetkisini tek başına elinde tutmakta, zindanlarda Türk aydınlarını boğdurtmakta, bir kısım azınlıklarla birlikte kendi öz oğullarını da acımadan öldürmekte, hareminde de binlerce kadını kendi keyfi
Ernest Hemigway uzun yıllar Küba’da yaşamış ve yaşadığı dönemde yaşayan en büyük yazar olarak anılmıştır. 1954’te bu kitaplar Nobel edebiyat ödülüne layık görülmüştür.
Yılların emektar balıkçısı 84 gün boyunca balık tutamamıştır. Ancak bir gün sabrının ve mücadelesinin karşılığını hayatının en büyük balığını tutarak almıştır.
Deniz ve balık sevenler için sonuna kadar heyecanla okunacak bir kitap. Kahramanımız Santiago’nun sergilediği sabır herkesi hem heyecanlandıracak hem de duygulandıracaktır. Her ne kadar Kılıçbalığı kenara bir bütün olarak gelemese de 6.5 m uzunluğunda balıkçının tuttuğu en büyük balık olmuştur.
“I love sleep. My life has the tendency to fall apart when I'm awake, you know?“
-Ernest Hemingway
"Uykuyu seviyorum. Uyanıkken hayatım dağılmaya meyillidir, anlıyor musun?”