Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ersin Ertencan

Hakkaniyet bunu gerektiriyor...
"Bu sefer biraz garipseyerek baktı bana: - Because that was the fair thing to do- dedi. Yani hakkaniyet bunu gerektiriyor diyordu; yapılması gereken adil hareket bu! Bunu duyunca o kadar etkilendim ki gözlerim doldu."
Sayfa 27 - Kronik Yayın eviKitabı okudu
Reklam
Fakat Sokrates, Phidias ve Perikles hayat felsefesinin başına şu kuralı koymuştur:"Hiçbir şeyi fazlasıyla yapma, her şey ölçüsünde, zamanında ve yerinde yapılmalı"
Sayfa 60
"Ruslarda olduğu gibi bizde ne Ural'daki yer altı zenginlikleri ne de Sibirya'daki altın madenleri var. Doğa bizi kendi hazineleriyle ödüllendirmemiş. Biz kendi enerjimizi seferber etmek zorundayız. Kendi vatandaşlarımızdan, ortaya koyabileceği her şeyi talep etmek zorundayız. Fabrikalarda nasıl İngiliz çeliğini sertleştiriyorlar, biz de kendi gençliğimizi okullarda öyle eğitmeliyiz. Bataklıklar ve kayalıklar arasında kurduğumuz ülkemizde rahat yaşamamızı sağlayan tek şey okullardır. Rus halkının uzak bir hayal gibi gördüğü bu huzurun temeli eğitimdir. Eğitimi elimizden alırsanız kaybolup gideriz; mayasız hamur gibi kupkuru kalırız."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Okul bizim en büyük zenginliğimizdir."der. Finlandiyalılar.
Kahraman
Soru şu: Toplumların tarihini kim yaratır? Devletlerin ve insanlığın yaşamındaki büyük olaylar kimler tarafından planlanıp yönetilir? İngiliz düşünür Thomas Carlyle'a göre tarihi üstün nitelikli seçilmiş İnsanlar, kahramanlar yazar. Rus yazar Lev Tolstoy ise tarihin halkın bütün bireylerinin çabası ve ilerici ruhu sayesinde ilerlediğini savunur.
Reklam
Çocuklar
Uğrunda mücadele verdiğim köylülere, işçilere, özellikle de çocuklara. Çocukları düşünüyordum sık sık. Anlatılmaz bir sevgi, anlatılmaz bir özlem duyuyordum onlara; çocuklara. Bir de bütün bu olayları, bütün bu acıları, gelecek kuşakların hatırlamayacağını düşünüyorsun. Ya hatırlamazlarsa diye geçiriyorsun. Bütün bu acıları, bu sıkıntıları onlar için çektiğini çok iyi biliyorsun oysa. Deniz Gezmiş Anlatıyor... Erdal Öz
İşte orada ölümü düşündüm bak. Ölüm ürkütücü gelmiyor insana. Ama insan ölümü kabul edemiyor. Kesin bir gerçek bu. Bilimi düşünüyorsun orada. iki yüzyıl - üç yüzyıl sonrasını düşünüyorsun. Ve bilimin insanlığa getireceklerini. Ve birden içinde bulunduğun o durum anlamsız geliyor sana. İonesco'nun oyunları gibi bir şey. Saçma geliyor kimi şeyler sana o anda. Yaşaman gerektiğini kavrıyorsun.
Ara sıra doğrulup başımı çukurdan yavaşça çıkarıyorum, bir el ateş ediyorum boşluğa, öldürmeye atmıyorum ama. Göremiyorum ki. Rasgele yakıyorum mermiyi. Aklıma İlk gelen, Mayakovski'nin şu dizeleri oluyor: Susun artık konuşmacılar, savdanız sıranızı. Söz şimdi mavzer arkadaşta şimdi o konuşacak
Deniz Gezmiş Anlatıyor
Çukurun dibinde kar var. Altım kar, üstüm sulusepken yağmur ve mermiler. Yattığım yerden yukarıyı gözlüyorum, çukurun üstünü. Sanki donanma fişekleri atılıyor üstümde. Korkunç güzel bir renk cümbüşü tepemde. "Cıvv" diye giriyor çukurun yanındaki çamurlara mermiler, çamuru savuruyorlar tepeden inen farların aydınlattığı sulusepkenin içine, üstüme renk renk koca bir dünya yağıyor. Korkunç güzel, anlatılmaz bir görünüş.
Yakalanışım
Çepeçevre sarmışlar. Bütün arabaların farları üzerimde. İçine girdiğim çukur, işte bu hücre kadar bir yer. Jeep'lerin üzerlerine A4'leri kurmuşlar. Sağıma soluma yağmur gibi mermi yağıyor. Mermiler, düştüğü yerden sulusepkeni renklendiriyor havaya sıçrayan çamurlar.
Reklam
Ben ince bir dalım Seyidim. Kurumazsam beklerim. Üstümde toprak çiçek açsa gene beklerim. Ben gidiyorum Keje. Al, bu kurşun sende kalsın. Seni sana emanet ediyorum....
Seyit Han ve Keje
Seyit Han Keje'ye gitmiş. "Keje demiş Mürşit kardaşından istemişim seni, lakin vermemiş. Sen bir şahansın Seyit Han demiş Keje de Ben bir küçük serçe. Al kanadın altına, götür beni demiş. Benim kanadım kırıktır. Arkadaş bacısını kaçıramam. Mürşit seni dul bırakmamdan korkar; düşmanımın çokluğundan çekinir. Beklersen beni, giderim demiş Seyit Han.
İlkokulda sıraya, karatahtaya tebeşirle yazmayan, derslerde harita kullanmayan öğrenci var mıdır? Yoktur elbette... Tüm bunların İlk kez Selim Sabit Efendi tarafından okullarda kullanılmaya başlandığını bilen bir eğitimci bulmak da çok zordur dersek, abartmış olmayız herhalde. Sunay Akın... Kalede 1 Başına...
Sayfa 149Kitabı okudu
Cemal Süreya
Cemal Süreya "555 K" adlı şiirinde baskıya karşı toplanan İnsanları şöyle anlatır: biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya anamız çay demliyor ya güzel günlere sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız bu, böyle gidecek demek değildir bu işler biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.
Sayfa 103Kitabı okudu
"Şunu öğrendim ki, top hiçbir zaman beklediği yönden gelmiyor insana. Bu bana hayatta çok yardımcı oldu, özellikle de büyük kentlerde İnsanlar göründükleri gibi olmuyor." Albert Camus
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.