Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"yönünü unutmuş kumdan fırtınalar içindeyiz"
İÇİNDEKİLER ÖNYAZI Rasim Özdenören/Kafka’nın Bir Küçürek Öyküsü / 5
Reklam
Soruşturma: Postmodernizm Öldü mü?-Ertan Örgen
Kaygan, her an atılabilen, değeri olmayan bir nesne olarak insan zihninin saklama ve başka bir amaç için kullanma davranışını değiştiriyor. Bu bir düşünce olarak edebiyatı da etkiliyor. Örneğin okuduğumuz kitabı tekrar ele alma isteği azalıyor. Modernliğin dayanıklı tüketim mallarını taşıyan çantaların yerine bu plastiğin gelmesi bir çeşit eklemlenme olduğu kadar şeffaf ve de tek kullanımlığı öne çıkarıyor.
Sayfa 81 - Post Öykü DergisiKitabı okudu
Sosyal Gerçekçi Bakışın Uzaktaki Köyü
İki tarafı çıplak dağlarla çevrilen bu upuzun ovanın orta yerinde yapayalnız duran ve etrafındaki yapraksız akasyalarla daha da zavallı görünen bu soğuk bina oraya rastgele atılmış bir taş parçasını andırıyordu...
Sayfa 20
Kadın Öykücülerin Kötü Yazgılı Çocukları
Ağlayan çocuk geride bırakılan her şeye gözyaşı dökerken toplumun bir resmidir...
Sayfa 50
Kadın Öykücülerin Kötü Yazgılı Çocukları
Buradaki fotoğraf, kapı önlerindeki çocuk silüetlerinin kaçış rengiyle tamamlanır...
Sayfa 64
Reklam
1980 Sonrası Öyküde Eski Yolculukların Yeni Fantastiği
Fantastik, kendi doğal yasalarından başka yasa tanımayan bir öznenin görünüşte doğaüstü bir olay karşısında yaşadığı kararsızlıktır...
Sayfa 67
Erillik, Ergenlik, Özgürlük Sürecinde Kadın Öykücünün Dili
Beni annemle tanıştırmadı. Benim annem kim? Adresten adrese, şehirden şehre kaçtık onunla. Yanımda, bavulumda taşıdığım, gözüm gibi sakındığım tek bir anım bile yok. Çocukluğun hayat denilen güvenli kucakta bir saat oturmuşluğu, uykuya dalmışlığı yok...
Sayfa 87
Ömer Seyfettin'in Öykülerinin Yapısında ve Dilinde İroni
Bunların içinde "Yüksek Ökçeler" daha farklı bir yerde durur. Öyküde, herkesin bile bile birbirini aldattığı bir örgü söz konusudur. Yani "mış gibi yapmak" denilen iki yüzlü bir tavır sergilenir. Burada ironi bir ayna yansımasını andırır. Herkes birbirini görmezden gelerek birbirinin gerçeğini aldatmaca içinde kabul etmiş olur...
Sayfa 109
Orhan Kemal'in Öykücülüğünde Sadelik Perspektifi
Türk öykücülüğünde Refik Halit'in Memleket Hikayeleri'nden sonra Sabahattin Ali'nin sosyal gerçekçilik içeren metinleriyle gerçekçi olarak anlatılan yerli hayat, kırsalın dünyası Orhan Kemal'e doğrudan kendi renkleri ve kenar mahalle insanları ile edebiyata girer...
Sayfa 176
Reklam
"Zygmunt Bauman' ın postmodernliği "sıvılaştırılmış akışkan modernite" olarak tanımlaması ilginçtir. "Postmodernizm evresi, her şeyin katı bir hâlden esnek bir hâle dönüştüğü, kesinliğin yerini göreceliğe bıraktığı, sürekli bir değişkenlikle beraber müphemliğin neden olduğu bir karmaşa durumudur... Yeni düzenin bu yeni evresinde geçicilik egemen nosyon halini almış, hayatın her aşamasındaki durağanlık yerini hızlanan bir eskime ve yenilenme sürecine bırakmıştır." Hzn. Ertan ÖZGEN, 40 Soruda Postmodern Edebiyat, Ketebe Yayınları, s.128.
Sayfa 128Kitabı okudu
Postmodernizm, rasyonel modernist sistematiğe karşı koyacak bir merkez kuvvet bulamadığı için, değerleri eşitleme yoluna gider. Fakat bu eşitleme, göreceli gerçeklik kuramını da aşarak "gerçeksizlik" krizine ulaşır.
Postmodern küreselleşmeyi edebiyattaki çoğulculuk; bireysel, toplumsal ve kültürel eşitlenmeleri edebiyattaki çoklu bakış açısı, olgulardan görüntülere geçiş ve aşırı/alternatif gerçekçiliği edebiyattaki üstkurmaca; akılcı ve aydınlatmacı felsefenin tekli gerçeklik anlayışının yerine her an ve her yerde var sayılması mümkün olan gerçekliklere dönüşü, metinlerarasılık olarak değerlendirirsek postmodern edebiyatı kabaca tanımlamış oluruz.
Sayfa 20
Ben seni sevdiğim vakitler Sokaklar daha bir çocuk Evler iki gözlü dev sığınak
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.