Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

erva kara

erva kara
@erva_kara
öğretmen
13 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
"Aşk, birinin sizinle konuşmaya başladığında bir nehir gibi akmasıdır, bir yıldıza ya da hoş kokusuyla başınızı döndüren bir hanımeline dönüşmesidir."
Reklam
"Eğer cümlelerim gülümsüyorsa karanlıktan çıktıkları içindir. Hayatımı, ikna yeteneğini yakından tanıdığım melankoliye karşı mücadeleyle geçirdim. Gülüşüm bana bir servete mal oldu. Gökyüzünün mavisi cebinizden düşürdüğünüz bir altın para sanki ve ben, yazarak onu size geri veriyorum. O mavi ki, tüm görkemiyle, umutsuzluğun mutlak sonunu ilan edecek ve gözlerimizi yaşla dolduracaktı."
"Yazmak, aşılması imkânsız bir duvara bir kapı çizmek ve sonra o kapıyı açmaktır."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yeryüzü, baştan başa epeski biçimlerle kaplıdır, bozulmayan, sonsuz biçimlerle; aradığım simge onlardan herhangi biri olabilirdi. Bir dağ olabilirdi tanrının söylemi, bir ırmak ya da imparatorluk ya da yıldız kümeleri. Ne var ki yüzyıllar sürecinde dağ yassılır, ırmak yatağını değiştirir, imparatorluklar başkalaşmalara uğrayarak alaşağı edilir ve yıldız kümelenişleri değişir. Gökkubbede değişme vardır. Dağ ve yıldız, bireydirler ve bireyler yok olur. Daha direngen, daha etkilenmez bir şey arıyordum ben. Gelmiş geçmiş tahıl, ot, kuş, insan kuşaklarını düşündüm. Belki de o tılsım, sonunda benim yüzüme yazılacaktı, belki de arayışımın bitimi kendimdim.
Sayfa 40 - "Tanrının Elyazısı" İsimli ÖyküdenKitabı okudu
Kalplerini gülümseme maskesi arkasında saklayarak daha fazla kırılmaktan korumaya çalışanlar, bir gün artık sahiden gülümseyemediklerini fark ederler. Çünkü artık gülüşün gerçek dürtüsünü ve rengini unutmuş, böylece yitirmişlerdir. Unuttuklarımızı yitiririz! Ancak daha önce incinmiş olanlar, hüzünlü bir gülüşün arkasına saklanarak güvende olmayı unutma acısına tercih ederler çoğunlukla...
Reklam
“meydanın kuzeydoğu köşesinde, eski lastik yığınının orda, bir sarmaşık gül var. okaliptüs ağacının yanında. gül beş metrelik bir dal uzatmış, çiçek açacak ışığı bulmak için ağacın gövdesi boyunca tırmanmış. beş metre! yüz otuz diken! tek tek saydım. saymak için ara sıra dalı kaldırmam gerekti. bir-iki diken de koluma battı. neden saymak istedim bilmiyorum. muhtemelen sana gülün kararlılığından bahsetmek istediğim için. yüz otuz diken.”
"Not edin lütfen: Uçmak için kanatlara yere inmek için kendimizle ince alaya ihtiyacımız var."
Sayfa 169Kitabı okudu
"Herkes yanılıyordu. Zira bitkiler, sebzeler de dahil, insan gözü algılamıyor diye bir hayat sürmüyor değildir. Fırtına yaklaşınca hışırdarlar, gün doğumunda sevinçten ağlarlar, saldırıya maruz kaldıklarında savunma kalkanlarını kapatırlar, polen mevsimi geldiğinde dans etmeye koyulurlar. Gözbebeklerinin nerede olduğunu kimse bilmese de, şüphesiz, bakışları da vardır."
"Bir bakışa sahip olan gözler ile olmayan gözler arasındaki fark nedir? Bu farkın bir adı vardır, bu hayattır. Hayat, bakışın başladığı yerde başlar."