Yalandan duyduğum nefreti hiçbir şeyle kıyaslayamayan ben, bir yalanla kurtulabileceğim işkencelere göğüs geren ben, hangi tuhaf tutarsızlıkla, böyle umursamazcasına, gereksiz yere ve hiçbir çıkarım olmaksızın yalan söylüyordum; ben ki bir yalanın pişmanlığını elli yıl boyunca çektikten sonra, hangi anlaşılmaz çelişkiyle bundan en ufak bir pişmanlık duymuyordum?