Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
eskiden ne çok severdim seni şimdi kapkara bir boşluk olarak kaldın içimde ağzına kadar dolu bir çöp kovasından farksızsın bağışladım kendimi
Bir kız vardı çok eskiden Hatıraları eskiten Siyah beyaz bir baskıdan Resimleri yakıp gitmiş Beklediğim duraklara Oturduğumuz banklara Gezdiğimiz sokaklara Son bir defa bakıp gitmiş.
Reklam
"Çok eskiden zeytin dalıydım ben , ısırgan otuna sonradan dönüştüm"
Çok mu eskidi, eskiden mi güzeldi sevmeler Eskiler mi güzel severdi Eskidikçe mi güzelleşirdi sevgiler Biz mi eskittik sevgileri Sevgiler mi yıprandı eskidikçe Eskiden her şey daha mı güzeldi? Güzel olan her şey eskide mi kaldı? Bilemedim... (Alıntı)
Dedi ki bana ; "Ya sesin... Sesine ak düşer mi insanın... Nerde o tırnakları hep dışarda, her koşulda hayata tutunan, dünyaya kafa tutan kadın...? Halâ çok güzelsin de, eskiden bir söyleyip beş gülerdin, sesini üzmüşler senin... Duyduğuma sevinemedim..."
Cehennemde Bir Mevsim - Arthur Rimbaud
Eskiden, iyi anımsıyorsam eğer bir şölendi yaşamım, bütün yüreklerin açıldığı, bütün şarapların aktığı. *Güzelliği dizlerime oturttum bir akşam. -Ve acı buldum onu. Ve sövdüm ona.* Önlem aldım toplumsal düzene karşı. Uzaklaştım. Ey büyücü kadınlar, ey yoksulluk, ey kin, hazinem sizlere emanet edildi. Başardım usumun arınmasını bütün insancıl umutlardan. Bir yırtıcı hayvanın sessiz sıçrayışıyla üzerine çullandım her kıvancın, boğazlamak için onları. Cellâtları çağırdım, ölürken dişlemek için tüfeklerinin dipçiğini. Afetlere çağrı çıkardım, kumla, kanla soluksuz bırakmak için kendimi. Mutsuzluk tanrımdı benim. Çamura uzandım boylu boyumca. Kurulandım suçun rüzgârında. Ve deliliğe yaman bir oyun oynadım. Ve budalanın korkunç gülüşünü getirdi bana ilkyaz. Ama, daha geçenlerde, son falsomul yapmak üzereyken, aramayı düşündüm, belki de beni inancıma yeniden kavuşturacak olan o eski şölen anahtarını. İyiliktir bu anahtar. Kanıtlıyor bu düşünce düş görmüş olduğumu. "Sırtlan kalacaksın..." falan diye haykırıyor başıma çok hoş bir haşhaş çelengi takan şeytan. "Bütün tutkularınla, ve bencilliğinle ve bütün günahlarında kazan ölümü." Ah! gına geldi ondan: Ama daha az öfkeli bir gözbebeği rica edeceğim senden sevgili şeytan! ve bu arada gecikmiş birkaç küçük alçaklık, lanetli defterimden birkaç iğrenç yaprak kopartıyorum, yazarda betimleyici ya da eğitici yeteneklerin bulunmamasından hoşlanan sana.
Reklam
Her şeyden az, insandan çok vardı eskiden..
"Spor, futbol, satranç, siyaset, tarih ve daha birçok şeyi... hepsini bıraktım. Elbette yürüyüş, koşu ve benzeri sporları yapıyorum. Ancak izleme, dinleme ve benzeri gibi, aktif eylemlilik dışında kalanların hepsinin ekseriyasını bıraktım. F1, NBA, TBL, TSL, ŞL, AL'ler hiçbirini izlemiyorum artık. Ne TV'den ne de yerinden canlı.
Papatya yakamoz-5
Günler, haftalar, aylar geçiyor, zaman su misali akıp gidiyordu. Yakamoz, kalbindeki sızıyı bir türlü dindiremiyordu. Kendinden kaçıyor, çevresinden kaçıyor, kendini kaybettiği bu şehirde Papatyasını arıyordu. Bir türlü bastıramıyordu içindeki yarayı. Hoş, bu yaranın tek ilacı da zaten papatyaydı, gerisi onu unutması için birer uyuşturucuydu. Çok değişmişti Yakamoz. Sevda onu çok değiştirmişti. Eski sert, ketum Yakamoz yerini yumuşak ve duygusal bir adama bırakmıştı. Eskiden çiçekleri ezer geçerdi, şimdi basmamak için tek tek yürür hale gelmişti. Eskiden gözyaşı bilmezdi, şimdi ise kurumazdı gözlerinin nemi... İnsan sevince güzelleşir diye boşuna dememişler, bunu çok iyi anladı Yakamoz. Çoğu zaman gökyüzüne bakıyor: 'Ne zaman geleceksin masum meleğim?' diye ağlıyordu Öyle bir sevmişti ki, bu bağlılık ya onu papatyaya kavuşturacak ya da yalnız başına ölecekti. Geceler daha anlamlı gelmeye başlamıştı Yakamoz'a. Artık her şeyde bir mana görüyordu, nereye baksa, ne dinlese, her şey Papatyayı anımsatıyordu. 'Ah,' dedi Yakamoz, 'dertli Yakamoz, bu kadar sevgiyi kaldırır mı hiç Yüreğin? bu kadar hasreti kaldırır mı Gökyüzü en iyisi hiç düşünmemekti, mümkünse tabii...
Sezen Aksu- Farkındayım
Eskiden ne çok içimi dökerdim buraya. Ama bende öyle kapanmaz yaralara sebebiyet verdi ki elim yazmaya gitmez oldu. Olsun geçer dedim bu sefer yeni hayatım iyi olacak dedim ya olacak ama olmadı… Olsun inanıyorum bulacağım diğer yarımı, gideceğim sevdiklerimin yanına artık bende mutlu olacağım 🥹
Reklam
- bazen bir insana güvenirsin ve işler yolunda gitmediğinde seni unutuverirler. sadece güvenirsem kalbimin yeniden kırılmasından korkuyorum. + bunu anlıyorum. eskiden çok güzel bir çift patenim vardı. giyersem onları bozacağımı düşünüyordum. bu yüzden kutudan çıkarmadım. ama ne oldu biliyor musun? -hayır. + sonunda küçük kaldılar ve onları bir daha hiç giyemedim. sadece odamda bir kaç kez giydim. - bir insanın duyguları, bir insanın kalbi patenlerden çok farklıdır. + bence ikisi aynı şey. eğer kalbini kullanmazsan kırılmış olmasının anlamı ne ? sadece kendine saklarsan sonunda patenlerim gibi olur ve ihtiyacın olduğunda hiç bir işe yaramaz. kaybedecek hiç bir şeyin yok. Home Alone 🎬
Özün Değişimi Psikoloji de
Hepimizin başına gelmiştir. Çok sevip tanıdığın bir insanin yillar sonra değişimine şâhit olursun. Ya çok sevinirsin,"Ne kadar olgunlaşmış, ne kadar güzel huylu olmuş" diye şaşırırsın. Ya da çok üzülürsün, "Eskiden ne kadar saf, temiz, hesapsız, hayat doluydu. Ne hale gelmiş, düşünce tarzı değişmiş" diye geçmişin özlemi sarar. Değişim bir anda olmaz, uzun yıllar alır ve hiç kimse kendi kendine değişmez. Insanlari hayatin, şartların, yaşanılan olayların değiştirdiğine inanırız. Aslında bu büyük bir yanılgıdır. Evet, şartlar insanı muhakkak etkiler, bazen kabuklaşır, bazen hassaslaştırır. Ama fıtratın etkilenmez. İnsanın özünü, fıtratını olaylar değil, etrafindaki insanlar değiştirir. Hayat sana ne sürprizler saklarsa saklasın, olumlu veya olumsuz farketmez, eğer çevrendeki insanlarin dilinde hayır, kalbinde iyi niyet, yüzünde tebessüm varsa, özün hep temiz kalir çünkü iyilikle beslenir. Sen onlardan bir parça olursun. Eger görüştüklerin şer dağıtıyorsa, sürekli suratı asıksa, kalbinde haset, kıskançlık, küçük hesaplar varsa, önce rahatsız olursun, sonra onlara benzemeye başlarsın. Kalbin artık kararmıştır ve sen farkında bile değilsindir...
Sanırım şiir poetikam bu oldu.
Eskiden şiirleri sevmezdim bu insanlar bu şiirleri neden sever ki derdim çok saçma diye düşünürdüm. Şimdi o kadar insanın tek bir cümle ile bile koca koca adamların nasıl yıkıldığını daha iyi anlıyorum.
Herkese merhaba
Nisan ayı benim için çok zor geçen bir ay oldu. Bu yüzden okuma düzenine bir türlü geri dönemedim. Burada üç kitap okuduğumu görüyorsunuz ama eskiden okuyup da yarım bıraktığım üç kitap daha okuyarak aslında Nisan ayı okuma tablomu 6 kitap okuyarak tamamladım. Peki siz hangi kitapları okudunuz? Hangi kitaplarla tanıştınız? Yorumlarda buluşalım. Kitapla kalın
BİR SORUN: BAŞKALARINI FAZLA UMURSAMAK.
Bugün günümüzdeki insanların büyük bir problemden bahsedeceğim. Ben insanların maalesef bu durum yüzünden kendi potansiyellerini tam olarak kullanamadığını düşünüyorum. Öncelikle çevrenizde sürekli ben şunu yaşadım, ben bunların üstesinden geldim vs diyen insanları bir hayatınızdan silin süpürün. Bu insanlar acıdan beslenir ve zamanla size de o
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.