Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Köleliğin Sonu
Ortaçağ'daki serfler (toprağa bağlı köleler) de nazara alınırsa, Avrupa'da kölelik öteden beri çok yaygındı. Köleler, hemen hiçbir insanî hakka malik olmadıkları gibi, en ağır işlerde ölesiye çalıştırılırlardı. Fransız ihtilälinden sonra Batı Avrupa'da beyaz köle adedi çok azalmıştı. Ancak Doğu Avrupa'da bilhassa Rusya'da
Eskiden olsa tepki vereceğim, fırtınalar koparacağım şeylere yaprak dahi kıpırdatmıyorum. Çünkü ben kendimi çok saçma şeyler ve insanlar için yormuşum. Şimdi çok net görüyorum. Bu yüzden artık ben yalnızca kendimde mudu oluyorum. Binlerini sevmek için kendimi zorlamıyorum. Çünkü kendimi seviyorum.
Reklam
Eskiden zekanın en önemlisi olduğunu düşünüyordum sonra fark ettim ki karakter, merhamet veya empati eksik olunca zeka çok yetersiz veya tehlikeli olabiliyor. Bu yüzden tek bir şey hiçbir zaman tek başına yeterli ve anlamlı olmayabilir. Ne ile birleştiği önemli, öyle şekilleniyor.
Zaman zaman aklıma,eskiden mutlu olduğum anlar geliyor.O zamanki ben böyle bir hissi yaşayacağımı düşünmüyordu oysaki.Belki de ileride mutlu olarak hatırlayacağımız anı tam da bugün yaşadıklarımızdır.O yüzden bugünümün daha çok farkına varmam, kıymetini bilmem gerek...
"Hayır. Mesela eğitime iki saniye erken gidemezsin, iki saniye geç de kalamazsın. Öyle dakik, öyle ince hesaba sahip bir adamdır. Boş bir adam değildir yani, çok yönlü bir insandır. Kandil'e sızıp istihbarat da topladı, başkanın (eskiden) Washington korumalığını da yaptı, Suriye'de operasyona da girdi, şimdi ise teğmenlere eğitimler veriyor, aynı zamanda Libya ve diğer ülkelerde askerî eğitimler de vermekte. Farsça, Arapça, İngilizce ve orta düzeyde Almanca ile Fransızca biliyor."
191 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Yürürken her şeyi geride bırakır insan. Sokaklar, mesafeler, anılar, yürekte yeri olmayanlar, zihinde meşgul edenler, geceleri uykunu ziyan edenler, kaygı bozukluğun varsa fibromiyaljin ... Şöyle bi cümleyle başlıyor kitap : " Yürümek spor değildir zira bir ayağını diğerinin önüne atmak çocuk işidir. " Bu kadar basite indirgemek doğru mu bilemem ama her gün yaptığım yürüyüşler bana çok iyi geliyor. Böyle düşünen bir tek ben değilmişim. Sevgili Nietzsche vakti zamanında uzun uzun yürüyüşler yapmayı çok severmiş. Yürümek, onun için ilham kaynağı olurmuş. Rimbaud ise yürümeyi bir kaçış olarak görmüş. Rousseau da yürüyüşten haz alanlardan zira sadece yürürken düşünebildiğini ve hatta yaratıcı olabildiğini savunmuş. Bir de inanç boyutu var yürümenin. Eskiden keşişler, bir azizin mezarına varmadan uzun yürüyüşler yapar böylece yorgunlukla birlikte kibrini de atarmış. Sadece tek bir kelime üzerine kitap yazılıyor, yüz on dokuz sayfada kelimenin aklınıza gelebilecek her türlü boyutu ele alınıyor. Frederic Gros burda bi tebriği hakediyor doğrusu. Kitabı beğendim, tavsiye ederim.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,8bin okunma
Reklam
637 syf.
10/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Kitabın başkahramanı Nehlüdov toplumun üst sınıfına mensup birisi. Gençliğinde temiz, iyi yürekli bir delikanlı olarak anlatılır fakat, özellikle orduya katılmasıyla katılmasıyla beraber, ileriki zamanlarda karakterinde bozulmalar meydana gelmiştir: «Bu korkunç değişikliğin tek nedeni, kendine inanmayı bırakıp başkalarına inanmaya başlamasıydı.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,2bin okunma
Beyaz Geceler
İşte şimdi sevgili Nastyenka, o kadar uzun süre sonra yeniden buluşunca - çünkü sizi çok eskiden beri tanıyorum Nastyenka, çünkü uzun zamandır birini arıyordum ve aradığım sizdiniz, şimdi buluşmamız yazgımızmış-
" Eğer başka çocukların kalbinde de anlaşılmamaya dair eskiden benimkinde olduğu kadar büyük bir korku saklıysa, pek çok şeyi söylemeyip saklamalarının sebebi bu korkudur."
Sağ sol meselesi eskiden futbolda mevzubahs olurdu. Sağ açık, sol açık filan derlerdi ... Şimdi, siyaset lügatının en çok kullanılan iki ıstılahı haline geldi.
Reklam
Vay halime, tüm suçun yalnızca kendimde olduğunu biliyorum, aslında suç demek doğru değil! Kısaca, nasıl ki eskiden tüm mutlulukların kaynağı bendeyse, şimdi de tüm üzüntülerin kaynağı içimde saklı. Eskiden tüm dünyayı sevgiyle kucaklayacak yüreğe sahip, her adımda cenneti ayağının dibinde gören, zengin duygularla dolaşıp duran ben, artık ondan dışarıya yansıyan hiçbir coşku yok, gözyaşlarım kurudu, artık beni canlandıran gözyaşlarımın ferahlatamadığı düşüncelerin kaşlarımın endişeyle çatılmasına neden oluyor. Çok acı çekiyorum, yaşamımın tek neşesini, içinde bulunduğum ortamda dünyalar kuran canlı gücü kaybettim; o yok artık!
En çok dokunan da bu.
... çevresindekiler ya hiçbir şey anlamıyor ya da anlamak istemiyorlardı; dünyada değişen bir şey yoktu onlara göre, her şey eskiden nasılsa yine öyleydi.
Sayfa 39 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
...eskiden çok dindardım. Din zayıfların ve çaresizlerin son sığınadır zaten.
Sayfa 102 - Pegasus Yayınları - Pdf
Uzun süre farklı bir karanlıkta yaşadım. Artık hiç kimse değildim. Belki de insan ölmeden ya da doğmadan önce böyle hissediyordu. Eskiden vardınız. Veya var olmayı bekliyordunuz. Ben ise sadece bedene ihtiyacı olan bir ruhtum. Ya da daha çok ruha ihtiyacı olan bir beden.
Eskiden ünlü olmak isterdim. Ama artık bunu hiç önemsemiyorum. İstediğim tek şey sensin; yemekten, giysiden, şöhretten çok daha fazla açım sana. Bütün hayalim, başımı göğsüne yaslayıp ebediyete kadar uyumak...
Sayfa 313 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.