Sonsuzluk değildi beklediğimiz,
Bir parça ‘mutluluk’ diye diretmiştik.
Çok mu geldi bilmem ki tanrının gözüne…
Ama yine de hoş geldin eskiyen yüzümün yeni gülümseyişi!…
Tayfun Talipoğlu
Çizebilseydim bahar olacaktı yüzün
Yazabilsem en uzunu şiirlerin
Olmadı beceremedim
Adını duvarlara yazacak çağım da çoktan geçti benim
Yasak sevdamın gözaltı tarafı
Çaresiz seni yüreğimde erittim
Ama yine de hoşgeldin
Eskiyen yüzümün yeni gülümseyişi
Hoşgeldin
Bir yüzün vardı görmediğim
Bir sesin
Hiç duymadı
Kokunu çiçeklerle tanımlayamazdım
Dokunmadım bilemezdim ellerinin beyazlığını
Hangi türkünün neresinde
Hangi şiirin en sevdalı sözünde çıkacaktın bilemezdim
Dilimin ucundaydın hep
İşte şimdi düşüverdin
Hoşgeldin
Eskiyen yüzümün yeni gülümseyişi Hoşgeldin...
Senin olmadığın akşamlarda
Ömrüm kısalıyor sanki.
Onun için bu defa
Az kararttım geceyi.
Şimdi ne varlığın,
Ne yokluğun belli.
Bu bulanık siyah hava,
Seni gizlemek
Ve duymak için yeterli.
(...)
Senin olmadığın gecelerden uyandığımda
Dilimde hep aynı cümle:
Senin
Olduğun
Karanlığı,
Sensiz
Aydınlıktan
Daha çok seviyorum...
Senin olmadığın zamanlarda da sevmiştik, Olmadığın baharlarda da...
Ama hiç bu kadar telaşlanmamıştık. Beklememişiz üstelik birbirimizi...
Birlikte ıslandığımız yağmurlarımız yok...
Ne kavgalarımızın adı bir olmuş,
Ne "dost" diye baktığımız yüzler...
Ayrı ayrı akmış göz yaşlarımız.
Ben, asırlardır okşamamışım yanağını,
Senin yüzün ağlamaktan yorulmuş...
Ama yine de
HOŞ GELDİN
ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,
Hoş geldin!
Binlercesi içinden denize ulaşan
"caretta"lar gibiyiz.
Ayakta kalmanın şansına
İnanır olmuş,
mazeretler bulmuşuz.
ve sanki,
Vaktin bu kadar hızlı geçtiğinin
Yeni yeni farkına varmışız.
yani,
Geriye sayarken ömrümüz
Hiç düşünmeden kutladık
Doğum günlerimizi.
Geride bıraktıklarımıza ya hiç bakmadık,
Ya da yaşandığı andan
Daha çok anlam yükleyerek,
"Kaçınılmaz süreci" hızlandırdık.