Neşeli ol, neşeli,
Varsın desinler deli!
Eğlenmeli, gülmeli
Her gün, her zaman, kızım.
Gençlik tutulmaz elle,
Geçirme boş emelle.
Sen bunu böyle belle,
Güzel kızım, can kızım!
Sana çirkin demedim ben, sana kâfir demedim
Bence dînin gibi küfrün de mukaddesti senin.
Yaşadın beş sene gönlümde, misafir demedim
Bu firar aklına nerden, ne zaman esti senin?
Elle tutulmaz, gözle görülmez bir sevginin peşinden yıllarca koştu. Onun yoluna ağladı, güldü, söyledi ve öbür dünyaya göçeceği gün bildi ki, meğer hepsi yalanmış.
Ah, işte ona her şeyden daha acı gelen bu oldu. Bütün bir ömrün boş yere akıp gittiğini öğrenmek, bütün bir gençliğin boş emeller, boş hayaller, sakat işler peşinde heder olduğunu görmek; giderayak, birdenbire gerçeklerin en iğrenci, en korkuncu ile karşı karşıya gelmek...