Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eşref Kuşçubaşı , Teşkilat ı Mahsusa’dan “Enver’in emrinde bir kurul” diye söz etmektedir.
Tarih sahnesinde seyahat ediyor insan..
#kuşçubaşıeşref; Tepeden kızdıran güneşe gözlerini kısıp baktı: "Günler gelip geçer.Benim çilem dolmaz.Ancak bilirim ve hissederim ki gelecek günlere hazırlanıyorum.Beni örse yatırmışlar, çekiç darbeleriyle keskin bir kılıç haline getirmekteler.Daha keskin, daha sağlam ve daha öfkeli...Her acıya göğüs gererim. Yeter ki o günler bir gelsin... O zaman Eşref'in namluda çıkmaya hazır mermi gibi nereyi ve nasıl vuracağını görecekler... Mutlaka..."
Timaş Yayınları, Kuşcubaşı Eşref (Uçanşeyh)Kitabı okudu
Reklam
Hayber'e doğru
Büyük ümitler, büyük hayaller gerçekleşmezse yerini büyük üzüntüye bırakır. İnsan sanki büyük bir çıkmaza girdiğini, yolunu bulamayacağını düşünür. Düşündükçe çaresizliğin içinde kalır. Bir labirentin içine düşer ve kurtulma ümidiyle her yana delice koşar, ama kapılar kapalıdır. Geri döner; bir daha dener, bir kez daha... Ta ki bitap düşene ve pes edene dek... İşte bu sonun başlangıcıdır..
Sayfa 466 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı Çerkezleri'nin Altın Çağı
Abdülhamit' in bu yaklaşımının aksine, Il. Meşrutiyet' in ilanı, Türkiye'deki Kuzey Kafkas topluluğnun tarihinde "Altın Çağ"ın başlangıcı olarak adlandırılır. Çünkü, Kuzey Kafkasyalılar'ın Türkiye 'ye göç etmelerine kadar sadece 1841 'de kurulan bir Çerkez Komitesi mevcut iken; ve yukarıda da değinildiği gibi Abdülhamit döneminde bir
Burada dolaşan bir delikanlıyı şüphe üzerine yakalayan Çerkezler, hemen onu sorgulamaya başlar. Delikanlı, Efe ile ilgili sorulanları inkar ettikçe Çerkezler de dayağı artırır. Çerkezler, kaba etlerini parça parça etmelerine karşın konuşturamadıkları delikanlıyı Kuşçubaşı'na götürürler. Eşref'le delikanlı arasında şu konuşma geçer: -Oğlum, sen Çakırca 'nın yatağı imişsin; susma da söyle. Bak daha pek gençsin, cahilsin, şöyle otur bakalım! -Bende oturacak hal mi kaldı kim! Kaba etlerim dayaktan paramparça oldu! -Vah vah! Oğlum şu Efe'nin nerede olduğunu söyle, bak sen mert bir delikanlıya benziyorsun! -Ben mert bir adanımı ha! Öyle ise mert bir adam Osmanlı'ya Efe'sinin nerede olduğunu söyler mi hiç! Bu söz karşısında oldukça şaşıran Eşref hemen belinden kamasını çıkarıp delikanlıya hediye eder ve onu salıverir.
Sayfa 43 - Bengi YayınlarıKitabı okudu
Kuşçubaşı Eşref
"Henüz, bir mermiyi durdurabilecek bir bildiri görmedim. Osmanlı Türkleri, cihad veya cihadsız, istendiğinde, hiç tereddüt etmeden ölüme giderlerdi. Ateş açılmadan kaybedilen savaşlarda bile ölmeye alışkınız... İmparatorluk içindeki Araplara gelince, ne kadar çok cihad çağrısı yapılırsa yapılsın, ancak pek azı bize yardımcı olmaya razıydı."
Sayfa 58 - YarınKitabı okudu
Reklam
Kuşçubaşı Eşref
"Hasta adam, o kadar hastaydı ki, onun acılarına son vermek, İngilizlerin dört senesini aldı... Bizim işimiz hastayı mümkün olduğu kadar uzun yaşatmaktı."
Sayfa 151 - YarınKitabı okudu
"Dağlar dağlar Viran dağlar. Yüzüm güler Kalbim ağlar."
Sayfa 168Kitabı okudu
Öyle, insan insana benzer, ama yazgıları benzemez. Kimi hain olur, kimi de vatanı için uzak çöllerde ölür.
Sayfa 292 - Konuşan; eşref beyKitabı okudu
" Günler gelir geçer. Benim çilem dolmaz. Ancak bilirim ve hissederim ki gelecek günlere hazırlanıyorum. Beni örse yatırmışlar çekiç darbeleriyle keskin bir kılıç haline getirmekteler. Daha keskin , daha sağlam ve daha öfkeli.. O günler gelecek elbette , ben o günlerin hatrına herşeye katlanırım. Her acıya göğüs gererim. Yeter ki o günler bir gelsin... O zaman Eşref'in namluda çıkmaya hazır mermi gibi nereyi ve nasıl vuracağını görecekler... Mutlaka.. "
Sayfa 71 - Timaş
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.