Yâ Allah celle celalühü
ALLAH ER - RAHMÂN ER - RAHÎM EL - MELİK EL - KUDDÛS ES - SELÂM EL - MÜ'MİN EL - MÜHEYMİN
Nisa suresi
وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِۚ حَتّٰٓى اِذَا حَضَرَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ اِنّ۪ي تُبْتُ الْـٰٔنَ وَلَا الَّذ۪ينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَاباً اَل۪يماً Yoksa kabahatleri yapıp yapıp da tâ her birine ölüm gelince işte ben şimdi tevbe ettim diyen kimselere tevbe yok, kâfir
Reklam
Tövbe
İngilizcede pişmanlık, tövbe anlamına gelen "repentance" kelimesi katı, püriten keskinliği olan bir kelimedir. Ancak Arapçadaki "tövbe" terimi dinamiktir, yani dönmek veya geri dönmek anlamına gelir. Allah'ın et-Tevvâb ism-i şerîfi "(Kullarına) dönüş yapan, bu eylemi nicelik ve nitelik açısından çokça gerçekleştiren" anlamına gelir. Tövbe, hayatta olduğumuz her anı yenileyen, aktif bir sabit değerdir, süregelen bir gerçekliktir.
Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur "Allah'ın, yüzden bir eksik, doksan dokuz ismi vardır. Kim bu isimleri (öğrenip gereğiyle amel ederek) sayarsa, cennete girer. (Bu isimler şunlardır): O, kendisinden başka ilah olmayan Allah, er-Rahmân, er-Rahim, e-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlîk, el-Bâri, el-Musavvir, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd, el-Bâsît, el-Hâfid, er-Râfi', el-Muizz, el-Müzill, es-Semî', el-Basîr, el-Hakem, el-Adl, el-Latîf, el-Habîr, el-Halîm, el- Azîm, el-Gafûr, eş-Şekûr, el-Alî, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl, el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mücîb, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-Bâis, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kavî, el-Metîn, el-Velî, el-Hamîd, el-Muhsî, el- Mübdi, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mümît, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâlî, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntekım, el-Afüv, er-Raûf, Mâlikü'l-mülk, Zü'l-celâli ve'l-ikrâm, el-Muksit, el-Câmi', el- Ganî, el-Muğnî, el-Mâni', ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdî, el-Bedî, el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşîd, es-Sabûr". (T3507 Tirmizî, Deavât, 82)
Sayfa 219
Bana öyle geliyor ki Allah’ın; Et-Tevvab, Er-Rezzak, Es- Semi, El-Basar, El-Ğaniy, El-Kahhar, ve El-Alim isim ve sıfatları yeterince bilinmiyor... Bir insan düşünün, Allah’ın merhametinin bol olduğuna iman etmiş, fakat iyi bir Kahhar olduğunu unutmuş... haliyle Allah’ın tavsiyelerine pek de kulak vermeyip; ‘Nasıl olsa affeder’ diyecek ve Allah’ı eksik tanıdığı için dostluğu zarar görecek... Yine bir insan düşünün, Allah’ın Et-Tevvab sıfatını unutmuş, yapmış olduğu günahlar aklına geldikçe ümitsizliğe düşüp tövbe ihtiyacı hissetmeyerek; – ‘Bu kadar günahtan sonra ben olsam affetmem, Allah nasıl affedecek’ diyor... Yine bir insan düşünün, Allah’ın Er-Rezzak sıfatını sadece gökten yağmur, yerden bitki, sebze ve meyve vermesine bağlıyor... Böyle bir bilgiye sahip olan herkes patronunu rızık verici olarak görecek... Sonuç olarak diyebiliriz ki Allah’ın isim ve sıfatlarını gereği gibi öğrenirsek dostluğumuzun önünü açmış oluruz...
Tevbe Üzerinden Allah'ın(c.c) Bizimle Güzel İletişimi
Çok tevbe eden kula "tevvab" denir. İlginç olanı, bu kelime, hem tevbe eden hem de tevbeyi kabul eden anlamında kullanılır. Yani kul tevbe ettiği gibi, Hak Teâla da eder. Kul isyanından ve günahından Hakk'a yönelir. Hak Teâla ise onun yönelmesini kabul edip, onun hâlini daha yüce bir hâle çevirir. Allah'ın güzel isimlerinden birisi de et-Tevvâb'dır. Bu ism-i şerifin anlamı, kulların kendi Zâtına olan tevbelerini çokça kabul edendir.
Sayfa 172 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
86 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.