“Namus, eko-nomos’tan geliyor. Eko-nomos, ev yasası, kadının yaptığı işler, ev işleri, kadına ait işler anlamına geliyor. Eko-nomos, ekonomi, kadın işidir, üretime dayalıdır, ekonomist de bu işi yapandır, ekonomist kadındır. Yanlış yorumlanan bir namus kavramı var. Ben daha önce de tanrıçalaşma demiştim. Bu da kendini tanımak demektir. Kendini tanımak da bilgelik, yetkinlik, kavramaktan geçer. Kadınlar tarihi bilsinler, kendi tarihlerini öğrensinler, Neolitik tarihi bilsinler, sosyolojiyi, ekonomiyi, felsefeyi bilsinler, böylece kendilerini tanırlar. Kendinizi tanıdığınız oranda tanrıçalaşırsınız. İnannalaşmak, İştarlaşmak anlamaktan, kavramaktan geçer. Böylece toplumsal baskıyı, baskıcı sistemi aşabilirler. Her gün tecavüz kültürüne maruz kalıyorsunuz. Önce günlük tecavüz kültürünü aşmalısınız. Bu günlük tecavüz kültürünü bile aşarsanız, bravo derim. Kadın katliamı, kültür katliamından, halk katliamından daha tehlikelidir. Kadın yaşamın, toprakların sahibi. Aşk adına kadının ruhu ve fiziğinin katliamını önlemeliyiz. Ne basit kadınsılığı ne de erkek egemenliğine boyun eğmemeliler. Namus kendi kimliğini, öz varlığını korumaktır. Benim namus anlayışımda kadın, kendini özgür kılan ve kurallarını kendi belirleyen, kendi kurallarını dayatan ve yaşatan kadındır."
[Abdullah Öcalan]