Veli, şeyh, rahip, haham, kâhin, cin, şeytan vb. varlıkları rab yerine koyarak onlara bel bağlamak, hele akıl sahibi olmayan yahut cansız varlıkları bu mertebeye çıkarmak, insanı “kulluk etme”ye yönelten duygu ve sâikin temel karakteriyle bağdaşmaz. Bu tür ikameler son tahlilde, amaca hizmet etmeyen oyalanmalardan ibarettir ve insana bahşedilen akıl nimetinin beyhude yere harcanması demektir. Zira “kul”luk ancak kulların ve bütün evrenin yaratıcısı olan, varlığı ve gücü başka hiçbir varlığa bağlı olmayan yüce Allah’a içtenlikle boyun eğme noktasına ulaştığı zaman anlam kazanır ve insan gerçek değerine sadece böyle bir kullukla erişebilir.
Bu evren, enerji, frekans ve titreşim sihirbazlarına aittir.
Kendini sev ve küçük davranmayı bırak, sen insan biçiminde evrensin. siz sadece yaratılışın bir parçası değilsiniz, aynı zamanda kendi realitenizin yaratıcılarısınız. ... kendini sevdiğinde, evren sizi başkaları aracılığıyla sevmeye çalışır. ... "Kendi yüreğini dinle.Yüreğin her şeyi bilir, çünkü Evren'in Ruhu'ndan gelmektedir ve bir gün oraya geri dönecektir." ... Düşünceler manyetiktir ve frekansları vardır. Siz düşünürken düşünceleriniz Evren'e yayılır ve manyetik güçleriyle aynı frekans­ taki bütün benzerlikleri mıknatıs gibi çekerler. Gönderilen her şey kaynağına geri döner. Ve "Siz" o kaynaksınız. ... Tüm Evren. Tüm Evren’in sonsuzluğa doğru etrafında uzandığını görmüştü -her şeyiyle. Ve bu görüntü ile birlikte kendisinin o sonsuzluk içindeki en önemli şey olduğunu açıkça bildiren o olağanüstü bilgi de gelmişti. .. Evren senin içinde ve sen evrensin.
Reklam
“ Risaletü’n Nushiye, Yunus Emre’nin 1303 yılında mesnevi şeklinde aruzla yazdığı eseridir. Başlangıçtaki 13 beyitlik kısımda Yunus Emre insanın Cenab-ı Hak tarafından nasıl yaratıldığını anlatır. İnsan dört unsur denilen hava, ateş, su, topraktan; dört unsura işlenen camdan ibarettir. Dört unsur insanın ölmesi ile tekrar asıllarına döner. Huy, can yani ruh ölmez ebedidir. İnsan bu dünyaya yaratılış gayelerini öğrenmek için gelmiştir. İnsanın oluşumundaki toprak ile sabır, iyi huylu, Allah’a dayanmak, halka iyilik etmek, izzet ve şerefini korumak; su ile aralık, cömertlik, lütufta bulunmak ve Cenab-ı Hak ile buluşmak sıfatlarıyla gelmiştir. Bu sıfatları karşılık insana Havva ile yalanın, ikiyüzlülüğün, aceleciliğin ve nefsin, ateş ile de kibirin ve şehvetin tama’nın ve kıskançlığın geldiği bildirilir. Diğer taraftan insana can ile de izzet, vahdet, utanma ve davranış güzellikleri verilmiştir.”
Risaletü'n-Nushiyye
Risaletü'n-Nushiyye
Ve zaman döne döne Gelmişti başlangıç noktasına İlk yaratılış düğümüne Mahlukatın var olduğu Yüzüsuyu hürmetine Evrenin Efendisinin Kavuşmak vakti gelmişti sevgilisine.
Bizler Tavhid'i sadece ''la ilahe illallah''olarak biliyoruz.Hakiki tevhid, Allah'ın evrenin her zerresinde bulunan varlığının ve birliğinin tecellilerini görmek ve tanımaktır.Biz insanların bile asıl yaratılış gayesi, dünyaya gelmemizdeki asıl amaç da budur. Her mahluk bir kitap hükmündedir, biz insanların asıl görevi onu okumaktır.Her eser bir ayna hükmündedir biz insanların asıl görevi o aynada Allah'ı görmek ve bilmektir...
Kendini sev ve küçük davranmayı bırak, Sen insan suretindeki Evrensin. Siz sadece yaratılışın bir parçası değilsiniz, aynı zamanda kendi realitenizin yaratıcılarısınız.
Reklam
221 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.