Yaşımız ne kadar küçükse o kadar kırılgan, savunmasız, kalıcı yaralar almaya açığızdır; ve yasımız küçüldükçe, yaşanan şeyi de artan bir şiddette duyarız.
Ne yaptığımızı görürüz ama yaptığımız şeyi neden yaptığımızı görmeyiz. Bu yüzden birbirimizi yaptığımızı gördüğümüz şeylere dayanarak değerlendirir ve takdir ederiz.
Kurduğunuz her cümle karşınızdaki kişinin referans çerçevesi, önyargıları ve eski fikirlerinin bileşkesinden oluşan bir filtreden geçirilir. Bu filtreleme işleminden geçmeyi başaran kısım o kişinin anlayacağı mesajdır. Pek çok nedenden dolayı karşınızdaki kişi gerçekte söylemek istediğiniz şeyi tamamen farklı bir şekilde yorumlayabilir. Mesajın anlaşılma şekli kiminle konuştuğunuza bağlı olarak değişecektir, ancak söylediklerinizin tam olarak aklınızdan geçtiği şekliyle aktarılması oldukça nadirdir.
Bilakis, insanlar cemiyetten fazla uzaklaşırlarsa bu da kötü bir şeydir; dünyayla makul derecede haşır neşir olmak icap eder, ne fazla içinde olunmalı ne fazla dışında.