Eylülde gel!
Hüznün efkarlı yüzüyle pençeleşsin zaman.
Ne pişmanlık olsun içinde,
Ne de düşmanlık.
Eylülde gel!
Bir kuş çığlığında.
Eylülde gel, eylülde,
Hüznünü dağıtarak.
Geceye hükmederek gel!
Ali Şamil.
1 metre 10 santimdi.
Bildiğin cüce.
Enver paşaya hediye edilmişti.
Köle gibi.
Zoraki “soytarı” yaptılar onu…
Garip garip kıyafetler giydirdiler.
Kadınları çocukları falan güldürdü.
Birinci dünya savaşında çarşı karışınca, Enver paşa apar topar İstanbul’dan ayrıldı, biraz da onları eğlendirsin diye Vahdettin’in kızı Ulviye Sultan’ın
Mazlum`un Renkleri
Biliyorum, “ne çirkin bir adam” diyeceksiniz benim için.. Kiminiz alay edecek, kiminiz ürperecek, kiminiz acıyacaksınız belki de. Ne derseniz deyin, nasıl düşünürseniz düşünün hakkımda; ben renkleri anlatacağım size, ruhumun renklerini…
“Yıllardır çıkmıyorsun köyden, seni şehre götüreyim Mazlum” dedi bir komşum. “Gökyüzü,
Temmuz çoktan bitti
Ağustos da bitecek
Eylülde ellerin üşüyecek
Isınmak için geleceksin biliyorum.
Eylül tam bu işe göredir
Gel bağışlayalım birbirimizi...
Turgut UYAR.