Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Savaş bu, çekecek içine; tüm huzurlu insanları. Aldırış etmemeyi, zorluk çıkarmayı kıracak; öfkesine yenik düşen insanları ezecek. Nefret demir parmaklıkları donatacak; tadı tuzu kaçmış bedenlere acımasız bir taarruz esecek. Silahlanacak tüm hakkı yenilmişler, ezilmişler, sindirilmişler; çıkacak bu yangında, yanacak yer beğenecek herkes. Seni, beni yiyip bitiren toprak; acelesini gösteremeyecek bu günlerde, ezileceğiz karanlık bulvarlarda. Çıldıracağız acı tüten sokaklarda, yalpalayarak düşeceğiz elimiz, kolumuz kopmuşken yere sabitlenmiş bombalara; parçalanacağız, kan doğuracak topraklar, ağıt yakmaya fırsat bulamayacak anneler. Dağılıp gideceğiz, savrulup gideceğiz, ardımızdan ağlayacak bir çift göz bile kalmayacak. Biz kimiz, bizler savaşları seven, ayrılıkları seven, insanlığı unutan; iki yüzlüleriz. Nasıl düşünürüz iyi ölümleri!'' Z.a
kaybola
Sana her zaman söylüyorum senin yüzünde gülmek var Bakınca bir yaşama ordusu çıkıyor aydınlığa Bir çiçek geliyorsun yer altı çevresinden Bir kartal gidiyorsun çıplağın ayaklarla Şimdi bir pembeyi kovuşturuyor Omzundan yukarıya üç polis Deli ediyor onları saçlarında Bir karanfil çok Bir karanfil azala. En saklı yerlerinden en güzelliğin
Reklam
En saklı yerlerinden en güzelliğin çıkıyor Ansızın doğan hayvanlar gibi güzel Bakınca bir şiir canlıyorum dünyaya Yapılan bir şeydir şiir, yuvarlak, kırmızı, geniş En genişi en kırmızısı o ezilmişler katında Şimdi bir gizliyi kovuşturuyor Gözlerinden içeriye üç polis Deli ediyor onları mısralarımda Bir karanfil az Bir karanfil çoğala çoğala.
Edip Cansever
Edip Cansever
DİN HAKKINDA MATERYELİST BAKIŞ AÇISI OKUMANIZI ÖNERİRİM: !
Dinsel öğreti, dünyada sahip olunamayan ve arzusunun duyulduğu güzelliklerin istencidir “ilahi adalet, asrı saadet “ ve cennette “sonsuz mutluluk” dünyada bir şeylerin ters gittiğinin kabulüdür. Gerçek dünyada insanca yaşam yoktur. Din, gerçekliğe duyulan maneviyatın kendisidir. Din, insana aykırı toplumsal ilişkiler içine hapsolmuş insanın sahici insanlığı arayışıdır. Çünkü, bu tersine dönmüş dünyada “insani öz sahici bir gerçeklik” kazanamamıştır. Din, gerçek dünyada sahici insanlığı bulamamış olan insanın, özlediği insanlığı dile getirir. Dinsel ıstırap çekme aynı zamanda hem gerçek ıstırabın ifadesi hemde gerçek ıstıraba karşı protestodur. Din ezilmişlerin of çekmesi , kalpsiz dünyanın kalbidir, ruhsuz koşulların ruhudur. Din halkın afyonudur. Yani Marx’ın söylediğinin açıklaması; 👇🏻 Mevcut toplum derin bir ıstırap çekmektedir . Din, bu ıstırabı kendi fantastik anlatı ve ritüelleriyle hem ifade hem protesto etmektir. Din ezilmişler açısından kalpsiz bir dünya tahayyül edilebilecek kadar insanca özlemlerin paylaşılmasıdır. Yani afyon aslında ezilmişlerin sıkıntılarını giderebilmek için dinsel ritüellerde yan yana gelerek dayanışmalarını çeşitli kolektif avuntu pratikleriyle çektikleri gerçek acıları bir nebze olsun hafifletmeyi anlatır.
“Şeytanseverler”
Bu satırları okumaya başladığın andan itibaren ben diye bir şey kalmayacak. Ben, senin içinde ben olacağım. Olmalıyım, olabilmeliyim, bu benim son ödevim. Direnme, ön yargı ile yaklaşma, ab-ı hayat özlemi içinde olamayanlar, tutunamayanlar ve sen, anlık mutluluklar peşinde koşan ezikler, ezilmişler. Bu tavrı itici bulma, kinci gözle olaya bakma,
Çocuklarınızı ezmeyin, onlara eziyet etmeyin. Lütfen çocuklarınızı ezdirmeyin. Onlara hızlı değişimler yaşatmayın. Fırsatlar dünyasının fırsatlarını sonuna kadar kullanmak, sonuçları itibariyle yıkıcı olabilir. Eğer çocuğun kazandığı okul onun varlığını yok edecekse göndermeyin. İmam hatipte rahat edecek çocuğu fen lisesinde, fen lisesinde rahat
Reklam
Sana her zaman söylüyorum, senin yüzünde gülmek var Bakınca bir yaşama ordusu çıkıyor aydınlığa Bir çiçek geliyorsun yeraltı çevresinden Bir kartal gidiyorsun çıplağın ayaklarla Şimdi bir pembeyi kovuşturuyor Omzundan yukarıya üç kişi Deli ediyor onları saçlarında Bir karanfil çok Bir karanfil azala azala.En saklı yerlerinden en güzelliğin çıkıyor Ansızın doğan hayvanlar gibi güzel Bakınca bir şiir canlıyorum dünyaya Yapılan bir şeydir şiir; yuvarlak, kırmızı, geniş En genişi en kırmızısı o ezilmişler katında…..
Dostoyevski Külliyatı
Bazı insanlar, Dostoyevski külliyatına hangi eserinden başlaması gerektiğini bilmiyorlar. Önemsemeyip herhangi bir eserinden başlamayı tercih edenler de var elbet. Söz gelimi dosdoğru Karamazov Kardeşler ile başlayanlar var. Bence en son okunması gereken eseri. Bazıları da Belinski adlı dönemin en büyük eleştirmeni tarafından "bir Gogol doğuyor!" diye müjdelediği ilk eseri "İnsancıklar" ile başlamayı uygun buluyor. Dostoyevski'nin eserleri iki döneme ayrılır. Cezaevine girmeden önceki yazdıkları ve sonrası. Bugün onu büyük yazarlar arasına koymamızı sağlayan ikinci dönemdir. Bütün büyük romanlarını cezaevi deneyimini atlattıktan sonra yazar. Dostoyevski diğer yazarlar gibi değildir; onun kafa yapısını anlamadan, en azından biraz bilgi edinmeden eserlerini okumaya başlamak büyük bir hata olacaktır. Çünkü diğer yazarlarda ortak olan her şey, Dostoyevski'de yoktur. Diğer yazarlar gibi bakamazsınız ona, yabancılık çeker, sıkılır; hatta yazdıkları gözünüze korkunç derecede saçmalık görünebilir. Eğer doğru okumalar yaparsanız da, onu kendi benliğinize tehlikeli görecek kadar samimi bulursunuz. Uzun lafın kısası, benim tavsiyem onun neyi neden yazdığını, yaşamını, sara nöbetlerini yüzeysel olarak bilecek kadar biraz araştırma yapmanız ilk olarak. Sonrasında ilk okuyacağınız eserleri kesinlikle "Yeraltından Notlar" ve "Ölüler Evinden Anılar" olmalı. Bu sırayı, Kumarbaz, Suç ve Ceza, Ezilmişler, Cinler, Budala; karışık olarak ilk dönem eserleri ( İnsancıklar, Öteki, Netockha Nezvanova, Ev Sahibesi v.b.) en son olarak da elbette Karamazov Kardeşler
Kaybola Sana her zaman söylüyorum senin yüzünde gülmek var Bakınca bir yaşama ordusu çıkıyor aydınlığa Bir çiçek geliyorsun yer altı çevresinden Bir kartal gidiyorsun çıplağın ayaklarla Şimdi bir pembeyi kovuşturuyor Omzundan yukarıya üç polis Deli
İnanıyorum ki en samimi, en hakiki, en nadide yürekler, o ezilmişler katında
Reklam
Vaveyla
Alışkanlıkmış aslında sevgisizlikler Görmediğini iletemezmiş yetersizler Çabalamak için ilahi güçle ezilmişler Gerçekliğin dışına çıkıp hayallerle fingirdemişler Gelmek kadar zor mudur gidebilmek Nasıl şey bir insan yüzünden hayattan elenmek Dert dediğin bir gün ölümle hediyelenmek Ömür hayatı sürerken terlemek Hangi battaniye,hangi çarşaf kapatır yarayı Kendi ellerinle hapsediyorsun yarını Ruhun ruhluktan çıkmış bozmuşsun tartıyı Unutmaki insanın dili kalbin kılıcı Su vermediğinden bilinmez filizlerin parlaklığı Sevmek,saymak ve önemsemek bu dünyanın aptallığı Ne düşünürsen düşün terketmezsin sabah yatağını Kalbini gerçekten görmek istiyorum açar mısın bağrını Kanında neler var böyle Çözemedim insanların konuşmasını öylesine Sanırım son zamanlarda zarar veriyorum beynime Anlamayacak ya beni kimse Umuyorum ki yıkılmaz yüküm tek bir kişiye
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.