Ya ben? Terk ettim bütün aptallıkları, kederleri
Sardım gözyaşımı yapraklara
Bir taşın altına bıraktım onları
Ve şimdi deli diyorlar bana çünkü çıkardım attım
Bütün aptallıklar üstümden, insanların
Çorak adetlerini terk edip gittim
Masayı kütüphanemin yanına koymam hiç iyi olmadı. Ne zaman şiir yazmak için masaya otursam, cesaretim kırılıyor. Karşımda İsmet Özel, Cahit Zarifoğlu, Ezra Pound, Eliot, Rilke...
Elbet bağlısın sen de sınırların var
Doğmamış unsurlarla iç içesin
Ben bir akışı, bir gölgeyi sevmişim
Yalvarırım hayata gel artık
Yalvarırım "ben" demeyi öğren
Senden söz açtığımda:
Bir parça değil, bir bütünsün
Bir kısım değil, bir varlıksın
Sabah güneşi küçük adımlarla giriyor
Sırmalar saçan Pavlova gibi
Ve ben arzumla yan yanayım
Daha iyisi yoktur hayatta
Bu serin sükunet saatinden
Bu birlikte uyanma vaktinden
Görülmemiş bir cüret, görülmemiş bir israf.
Gençlerin kanı ve güzidelerin kanı,
Güzelim yanaklar ve zarif bedenler;
Görülmemiş bir metanet
Görülmemiş bir dürüstlük,
Hiç anlatılmamış hayal kırıklıkları,
Çıldırmalar, siper itirafları,
Ölülerin karnından kopan kahkaha.