Birkaç sene önce arkadaşlarımla bir haftasonu planımız İzmir Bostanlı'da gün batımını izlemekti. Güne öyle bir hava ile başlamıştık ki günün sonuna doğru düzelme ihtimali yoktu hiç. Ama dedik ki "İzmir havası, belli olmaz aksama düzelecektir, güneş çıkacaktır." Yine de gittik Bostanlı'ya gel gör ki güneş yok... Aradan biraz zaman geçti. Bir grup geliyor iskeleye doğru. Ellerinde hoparlörler ile. Bir müzik, bir dans... Öyle güzeldi ki danslarını izlemek, müziğe kulak vermek... İzmir havasi belli olmazdı, güneş muhakkak çıkacaktı ve benim için özeldi o an. Ve ardindan yağmur... Öyle sessiz, öyle huzurlu...
Böyle tesadüfler öyle çok hoşuma gidiyor ki... Nerede dans, müzik varsa orada ışık vardır benim için. Işık tesadüfen çıkıyorsa mest olurum.
Bu videoyu izlediğim an aklıma üniversitede yaşadığım bu "an" geldi. Bir müzeyi geziyorsunuz vee bakıyorsunuz kiii;
youtu.be/rfTBSHXV0eM
... zaten bu dünyada tam zıddıyla kıyaslanmadan değeri ortaya çıkan bir şey yoktur. Hiçbir şey kendi başına var olmaz. Eğer tepeden tırnağa huzurlu olduğunuzu sanıyorsanız ve uzun zamandır böyleyseniz o zaman artık huzurlu olduğunuz söylenemez.
Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir. Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir.
Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. Yalnız ben biliyorsam bu aşktır.
Hic kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır.
İnsan kendisini bulacağı bir yere varmalı.
Kendisini kuracağı bir yere gelmeli.
Gideceği yolu yeri seçmeli, aşacağında aşmalı, göreceğinde görmeli.
Duracağı yeri bilmeli.