Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Müzeyyen” dedim fısıldayarak . “ Müzeyyen ben ölüyorum . “
Reklam
"Aslında, tam diye bir şey yoktur," dedim, " her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür."
Tarih, bunu on yedi bin dilde yazmıştı ki, bazı şeylerin bir saatten sonra davası olmazdı.Fakat konu Müzeyyen olunca, ben tarihi falan takmazdım. Nitekim, konuya uygun düşen tarih de beni takmayacaktı.
"Müzeyyen," dedim, " sende hicran yarasından derin yara mı var?"
"...Herşey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?"
Reklam
Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu?
“Ya sevmenin kendisini ya da seven hali ile kendini seviyor..”
Ne olmuştu da, “ Seninle dünyanın her yerine gelirim,” diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı.
İki
Dünyanın bütün Kızılderilileri yenilir, Spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenini bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine...
Sayfa 19 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Sizden farklıyım, ama yabancı değilim. Sırlarınızı satmam, size kelek atmam, fakat bana ait olanı ve benim ait olduğumu unutmam."
Günaydın...
Sabahları beraber uyanırdık.. Ben senden önce kalkardım, senin uyuyuşunu izlerdim… Sonra sen uyanırdın, bana gülümserdin… (Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku)
Bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.