Aktedron" Fikret Andoğlu
"Türkiye'nin sanat cinnetiyle kulağını kesecek bir Van Gogh'u ne zaman olacak?" Bu soruya Aktedron Fikret'i müs tesna tutarak, "Türk aydını kesse kesse nasırını keser ... O da rahatlamak için" diyen Sezer Tansuğ'un sözünü ettiği Aktedron Fikret, gerçek adıyla Fikret Enisi Andoğlu, Türkiye'nin 'alaylı' ilk ekspresyonist ressamı. Kendini hacamat etmede de Van Gogh'tan daha gözü kara biri. Çünkü o kulağını değil, hayatla ilişkisini kesmişti.
İstanbul Fatih'te, Çırçır Mahallesi'nde 1913 yılında doğdu.
Ressam Cevat Dereli mahalle abisiydi. Yine ressamlardan Ali Çelebi de ahbapları arasındaydı.
Sayfa 38 - YKY yayınları ekım 2004Kitabı okudu
O (s.a.v.) tam bir Gönül Fâtihi idi..
🌹🌹🌹
Resûl-i Ekrem Tâif Muhasarasından Cirâne'ye dönüyordu. Namaz vakti gelince müezzin ezan okumaya başladı. Resûlullah'a karşı büyük bir kin ve düşmanlık besleyen Ebû Mahzûre ile Kureyşli on genç, ezan sesini işitince bir yere gizlendiler ve alaylı bir şekilde müezzini taklit ederek yüksek sesle ezan okudular. İçlerinden birinin güzel sesli olduğunu farkeden Hz. Peygamber (asm) onları yanına çağırttı ve kendilerine birer birer ezan okuttu.
Hz. Peygamber (asm), en son okuyan Ebû Mahzûre'nin sesini çok beğenerek ona ezanı öğretti; daha sonra namaz vakti gelince elini başına koyup alnını okşadı ve ezan okumasını emretti.
Ebû Mahzûre bu emri isteksiz bir şekilde yerine getirdikten sonra, Hz. Peygamber (asm) ona bir miktar gümüş para verdi ve kendisine dua etti. Gönlü İslâmiyet'e ısınan Ebû Mahzûre orada Müslüman oldu ve Hz. Peygamber'den kendisini Mekke'deki Harem-i Şerife müezzin yapmasını istedi. Bu arzusunu kabul eden Hz. Peygamber, Mekke Valisi Attâb b. Esîd'e gitmesini ve yeni görevini ona bildirmesini söyledi. (Müsned, 3/408-409; Abdurrezzak, Musannef, 1/458)
| Sorularla İslamiyet ✒
Türkiye namussuzlar için cennet, namuslular için bir cehennemdir.
Fatih Altaylı
Osmanlı nerede yanlış yaptı? / Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan - Fatih Altaylı & Teke Tek Bilim youtube.com/watch?v=unfPnkB...
Hangi köşeye yaranacağını düşünen, tıpkı Fatih Altaylı gibi hesabını kitabını iyi bellemiş belirli zamanlarda katmerlenen çiçek misali açan sözde "bilir kişi" yorumu Nevşininki.
Buket az kalır bence. O çocukların ailesine toplu bir ziyaret eşliğinde -vicdanı yeterse şayet- buket götürebilir.. yahut bizzat o köpeklerle haşırneşir olup güvenilirliğini kendi varlığıyla da kanıtlayabilir. Bunu yapabilecek hayli yürekli lakin icraatte yetersiz kalem erbabı aydın var ülkemizde(!) Çözüm üretmekten, ne yapabiliriz demekten aciz.
Biraz da insan öldürüldü deyin, yok saymayın bu hakikati ve tüm bunları yaşamış çocukları düşünün. Bedenleri gibi ruhlarındaki hasarlarında, korkularında telafi edilemeyecek o yanını.
Ama bu ülke tutturulmuş bir köşe kapmaca diyarıdır öyle değil mi?
Değil işte. Anlaşılmayan ve tutmayan maya da budur.
