İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Bakî (d. 1526 - ö. 1600)
1526'da İstanbul'da dünyaya geldi. 1600 yılında İstanbul'da öldü. Osmanlı Divan Edebiyatı'nda şiire biçim ve içerik açısından birçok yenilik getiren ve yaşarken "Sultanü'ş Şuârâ" (şairler sultanı) unvanını alan şairin asıl adı Mahmud Abdülbaki. Fatih Camii müezzinlerinden Mehmed Efendi'nin oğlu. Çocukluğunda bir
Fethin 500 üncü yılında
... Enginlere at sürdüğün akşamdı kenardan.
Kalyonları emrinle yürüttün karalardan;
Çılgın Boğaz'ın taşla kilitlendiği günde
Zincirlere vurdun deli deryayı önünde;
Açtın yeniden mucizeler devrine cedvel...
Sânî-i Muhammed misin, ey Fâtih-i evvel?
Târih, o devirler devirip gelmiş olan pîr,
Görmüşse de devler
Çöktüyse hücumunla birer dağ gibi setler,
Çiğnemedi at nalları altında cesetler;
Allah'a kavuştuysa ezan sesleri yerden
Bir gün bile eksilmedi çanlar kulelerden;
Bir köhne çağın hükmüne son verdiğin anda
Hükmünle senin bir yeni çağ doğdu cihana..
Fethetmedin İstanbul'u yalnız bu seferle,
Serhaddini tuttun vatanın aynı zaferle,
Tuttun ve muhafız gibi durdun başucunda;
Fâtih kılıcın kabzası hâlâ avucunda!
Ruhun beş asır sonra vücûdun gibi canlı;
Hâlâ kır at üstünde yağız bir delikanlı!
Çöktüyse hücumunla birer dağ gibi sedler,
Çiğnenmedi at nalları altında cesedler;
Allâh'a kavuştuysa ezan sesleri yerden
Bir gün bile eksilmedi çanlar kulelerden;
Bir köhne çağın hükmüne son verdiğin anda
Hükmünle senin bir yeni çağ doğdu cihanda
Fethetmedin İstanbul'u yalnız bu seferle,
Serhaddini tuttun vatanın aynı zaferle,
Tuttun ve muhafız gibi durdun başucunda;
Fâtih kılıcın kabzası hâlâ avucunda!
Ruhun beş asır sonra vücûdun gibi canlı;
Hâlâ kır at üstünde yağız bir delikanlı!
Fethin 500'üncü yılında
Enginlere at sürdüğün akşamdı kenardan.
Kalyonları emrinle yürüttün karalardan;
Çılgın Boğaz'ın taşla kilitlendiği günde
Zincirlere vurdun deli deryayı önünde;
Açtın yeniden mucizeler devrine cedvel...
Sânî-i Muhammed misin, ey Fâtih-i evvel?
Târih, o devirler devirip gelmiş olan pîr,
Görmüşse de devler
... Enginlere at sürdüğün akşamdı kenardan.
Kalyonları emrinle yürüttün karalardan;
Çılgın Boğaz'ın taşla kilitlendiği günde
Zincirlere vurdun deli deryayı önünde;
Açtın yeniden mucizeler devrine cedvel...
Sânî-i Muhammed misin, ey Fâtih-i evvel?
Târih, o devirler devirip gelmiş olan pîr,
Görmüşse de devler devi binlerce cihangir,
Der-hâtır
Çöktüyse hücûmunla birer dağ gibi setler,
Çiğnenmedi at nalları altında cesetler;
Allah'a kavuştuysa ezan sesleri yerden
Bir gün bile eksilmedi çanlar kulelerden;
Bir köhne çağın hükmüne son verdiğin anda
Hükmünle senin bir yeni çağ doğdu cihanda...